Candy

Candy
doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2016 Perşembe

Durma Göğe Bakalım

Dün düşündüm yarın ne yapsam diye ve hazır bu ara dersler de yokken kısa bir bisiklet turu yapayım dedim.Sonra arkadaşımı aradım planlarını öğrenmek için.Şansıma onlar (kız kardeşi ve arkadaşım) da benim gitmek istediğim yere gideceklermiş ama yorgun oldukları için otobüsü tercih edeceklerdi.
Bugün onlar otobüsle,ben bisikletle çıktık yollara.Taktım kulaklığı,Jason Mraz'ın 93 million miles şarkısını da açtım ve başladım pedal çevirmeye.Yolumun üstünde Kent Ormanı vardı,oraya da uğradım.Geçenlerde iki gün boyunca şiddetli yağmur yağınca, ormanın durumu şimdi ne haldedir diye merakımdan girdim içeri.Şaşırdım gördüklerime.O kadar kalabalıktı ki fazla ilerlemeden geri döndüm.Topunu,ipini,mangal malzemelerini alan gelmiş.Kimileri de sadece ormanın ve nehrin verdiği huzurdan yararlanmaya gelmiş.Amcanın biri de elinde şarap şişesiyle masadan masaya dolaşıyordu.Uğradığı masalarda bir şeyler ikram ediyorlardı amcaya.Ohh dedim hayat ona güzel hahah :D Hepsini ardımda bırakarak tekrar düştüm yollara.İlerlerken yanımdan otobüs geçti,içinde arkadaşlarım,bana el sallıyorlardı :D Yarış yapsak geçerdim kesin onları :P Neyse sonunda ben de ulaştım.Misafir olarak gelen kardeşi gezdirdik,bol bol fotoğrafını çektik.Daha önce gözümüzden kaçan yerleri de gördük.Hatta yine bir eski ev keşfettim.Merak ediyorum sahipleri yok mu? Eğer yoksa Küçük Prens'in gezegenini ilk kendisinin bulup sahiplenmesi gibi sahipleneceğim o evleri desem inanmayın tabii :P Ama cidden restore ettirseler çok güzel olur o evler.Yazık yani ...
Kara Tren gecikir,biz öyle öğrendik :D
Yerlerde,havada bol bol polen vardı.
Dönme vakti geldiğinde ben yine taktım kulaklığımı ve bu sefer başlangıcı Lucinda Williams'ın Side of the road şarkısıyla yaptım.Rüzgardan hızlı bisiklete atlayıp rüzgardan yavaş bir şekilde düştüm yollara.Biraz keyif alayım dönüşte dedim ;)
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
 -Turgut Uyar-

                                                                                       
Yorucu ama bir o kadar da bana çok iyi gelen bir gündü.Yarın da yine aynı ekiple tiyatroya gideceğiz.Haftaya da üç gün peş peşe açık hava sineması olacak üniversitede,onlara da katılmayı düşünüyorum.Bakalım ilerleyen günler nasıl olacak ? 

19 Temmuz 2015 Pazar

Deliye Her Gün Bayram :P

Bir bayramı daha bitirmek üzereyiz.Umarım herkesin bayramı çok güzel geçmiştir.Bayramları genel olarak çok severim.Çünkü kendimi sürekli sırıtırken buluyorum bu günlerde :D İçimde bir neşe bir coşku oluyor ki sormayın :D Bu bayram biraz yorucu geçti ama buna değdi.
Bayram öncesi hepinizin tahmin ettiği gibi temizlik,tatlı gibi bayram hazırlıklarıyla geçti.Bayram günü uykusuzdum hehe malum sahura kadar oturan bir insan erken yatarsa uyuyamaz :P Sabah eş dostla telefon aracılığıyla bayramlaştık.Akrabalar memlekette,biz de gurbette olunca.. Daha sonra bayram ziyareti için bir köye misafirliğe gittik.İlk başta çok sıkılmıştım.Hem nezle olacak gibiydim onun ağırlığı vardı üzerimde hem de muhabbetin konusu beni sarmamıştı.Ne gereksiz,boş,saçma konular diye az geçirmedim içimden :P Biraz zaman geçip nezle olmanın verdiği yük üzerimden kalkınca ben de hafiften başladım konuşmaya ama cidden konu beni hiç sarmadı.Hani zorladım kendimi,yok olmadı yani :P Misafirlerin biri gidip biri geliyordu hehe :D Bir ara 2 yaşında bıcırık ,şapkalı,çantalı,tatlı mı talı bir kız geldi.İşte dedim aradığım arkadaşı buldum :D Biraz bıcırığın davranışlarını inceledikten,adını,yaşını öğrendikten sonra başladım onunla ilgilenmeye.
Böğürtlen 
Doğaya karşı aşırı hassas,gördüğü minicik bir sinek bile olsa ilgiyle karşılayacak kadar meraklıydı.Dedim ya aradığım arkadaşı buldum diye :P Bıcırık daha bana alışamadan,ev sahipleri,bizi yaptıkları bahçeye götürdüler.Diğer misafirleri ardımızda bırakarak vardık bahçeye.Bir yanda domatesler (kokuları muhteşem) bir yanda kabaklar daha neler neler ... Ortam cidden çok iyiydi.
Eve geri döndüğümüzde benim bıcırık annesinin yanı başında,biri gelse de kalksam hareketlensem dercesine oturuyordu.O birisi benim işte :P Bu arada başka misafirler de gelmiş,bayağı kalabalıktı ortam.İnsanlardan uzaklaşmak adına bıcırıkla gezmeye başladık evin bahçesinde.Bir köşede keçiler vardı,onlara fıstık verdik.keçiler üzerine bıcırıkla muhabbete başladık.
Bıcırık ve keçiler
(Arkadaki keçinin pozuna dikkat :D )
O diyor ki : '' hebele hübüle lalala lililil hö hö hihih '' :P Sonra ben devam : '' Hımm, evet,karınları acıkmış,mama vermek lazım''  diyerekten bıcırığın eline tutuşturdum fıstıkları,besledi keçileri :) Böyle uzunca konuştuk,gezdik,o hopladı zıpladı,bayağı eğlendik yani :) Dönme vakti gelince bıcırığı görmeniz lazımdı nasıl da el sallıyordu ardımdan.Bayramın ilk günü böylelikle geçti.

İkinci gün öğle vakitleri pikniğe gittik her zamanki yerimize :) Riko(keman)'mu da aldım yanıma.Ateş için çalı toplamakla başladık işe.Tabii ben durur muyum ,başladım fotoğraf çekmeye hehe :D Kahvaltımızı yaptıktan sonra Riko'mu alıp uzaklara gidecekken iki araba göründü yanı başımda :P Bizim tanıdıklar çıkmasın mı :D Onlar da serdiler kilimleri bizimkinin yanına ve başladık muhabbete.Bu arada yine bir 2 yaşında bebek hehe o da bıcırık,tatlı ve biraz dilimize özgü kelimelerden haberdar :P Aileler konuşadursun ben geçtim semaverin başına (kemanı askıya almak zorunda kaldım).Cidden bayılıyorum semaverle oyalanmaya,sürekli altını tutuşturmak için çalı atmaya,ateşin dansını izlemeye.Ateşle oynamak hobi gibi bir şey olmuş bende :P
Feta semaver başında
Ateşlerle oynarken bir yandan düşünüyorum tabii heheh '' İyi ki küçükken evde yangın falan çıkarmamışım '' diye, derken aklıma 6-7 yaşlarımdaki halim geldi.O zamanlar sobalı bir evde oturuyorduk.Annem,sobayı tutuştururken son aşamada hep üflerdi üstteki delikten sobanın içine doğru.Annem uzaklaşınca da aynısını ben yapardım heheh ama annemin aksine soba bana alevle cevap verirdi :P Az mı yandı kaşlarım,saçlarım :P Düşünme eylemim  bittikten sonra çay servisine başladım.Sayemde tüm Karadeniz kızlarına övgü yağdı,haberiniz olsun kızlar hehe :P
Riko ile Feta :)
Sonunda Riko'mu alıp kaçtım uzaklara, bir ağacın gölgesine...Doğa,Riko,huzur...Mutlu saatlerden sonra döndüm ekibin yanına.Yemek,çay,muhabbet derken zaman su gibi akıp geçti.Tabii bu bıcırıkla da dost oldum.Sağolsun sayesinde adım kemençeci ablaya çıktı :D Hamak da kurmuşlardı ohhhhhh cidden keyfime diyecek yoktu bugün.Bir tek pikniklerimin vazgeçilmez parçası haline gelen ağaca tırmanmayı gerçekleştiremedim ama yorulmuştum iyice ,o yüzden üzülmedim açıkcası.Tüm negatif enerjiyi doğaya saldıktan sonra vedalaştık ve evlerimize doğru yola koyulduk.
Bu bayram,başta da dediğim gibi yorucu olmasına rağmen çok güzel geçiyor benim için.Bakalım gelecek bayramlar ne gösterecek bize? Hayatımız nasıl ilerleyecek? Tekrardan herkesin bayramı mübarek olsun.Büyüklerin ellerinden,küçüklerin gözlerinden öperim ve şekerimi de isterim ;)

22 Haziran 2015 Pazartesi

Hayatı Anlamak

Lise yıllarımda elime bir gazete parçası geçmişti.Hani mor renkli,genellikle mağazalarda veya cafelerde, kenarda bir yerde duran gazetelerden...O dört sayfalık gazeteleri okumayı çok severdim.Hem renkli hem de içinde az ama öz şey barındırıyordu.İşte bir gün elime yine bu gazeteden geçmişti ve içinde o kadar anlamlı bir yazı barındırıyordu ki yıllardır o kağıt parçasını saklamama neden oldu.

Umarım hayatımıza bir şeyler kazandırır bu yazı ;) 
               
Buyrun :
''Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçsüzleştiğinde,yüreğin susup mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını;

DAĞLARA DÖNMELİ YÜZÜNÜ İNSAN...

Yeni patikalar,yeni yollar seçmeli yüreğini ferahlatacak...

Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak...

Hep isteyip de bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa gerçekleştirmeyi denemeli...

Her geçen gece ölüme bir gün daha yaklaştığını ve zamanın bir nehir,kendisinin bir sal olup da ; o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı...

Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,her akşam can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,değiştirmeye çalışmalı BİR ŞEYLERİ ...

Küçücük şeylerle başlamalı belki,örneğin birkaç durak önce inip servisten,otobüsten yürümeli eve kadar.Yüreğine takmalı güneş gözlüklerini,gördüğünü hissedebilmeli...

Sağlığını kaybedip ölümle yüz yüze gelmeden önce değerli olmalı hayat ...!

İlla büyük acılar çekmemeli küçük mutlulukları FARKETMEK İÇİN..

Başkasının yerine koyabilmeli kendini...
Ağlayan birine ''GÜL'' ,inleyen birine ''SUS'' dememeli...
Ağlayana '' OMUZ'',inleyene ''ÇARE'' olabilmeli...

Şu adaletsiz,merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı;Sevgisiz soysuz kalarak...

Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,derin bir soluk alıp hapsetmeli kokusunu içine...

Güneşin doğuşunu sevmeli,arada bir seher yeli okşamalı saçını...

Karda,yağmurda;sevincine,coşkusuna
Fırtınada,borada;öfkesine,isyanına ortak olabilmeli DOĞANIN...

Bir çocuğun ilk adımlarıyla UMUDU,bir gencin düşüncelerinde GELECEĞİ,bir yaşlının hatıralarında GEÇMİŞİ görebilmeli...

Çalışmadan başarmayı,sevmeden sevilmeyi,mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli...
Çünkü hiç düşmemişsen; el vermezsin kimseye kalkması için...!
Hiç çaresiz kalmadıysan, dermanı olamazsın DERTLERİN ...!

Ağlamayı bilmiyorsan neşesizdir KAHKAHALARIN...
MERHABA dememişsen anlamsızdır ELVEDALARIN...!

Ne herkesi düşünmekten kendini ne de kendini düşünmekten herkesi unutmamalı...
Bilmeli:ÇOK KISA OLDUĞUNU HAYATIN;HEP ALMAK YA DA HEP VERMEK İÇİN...!

Sadece anlatacak bir şeyleri olduğunda değil;söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli...
Aklı ve kalbi ile katılabilmeli sohbetlere...

HAFIZASI olmalı insanın ; hiç değilse aynı hataları aynı bahanelerle tekrarlamaması için...!

SORULARI olmalı YANITLARINI bulmak için bir ömür harcayacak...

DOSTLARI olmalı ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak ...

Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi ama kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki hakkını verebilsin SEVDİKLERİNİN...

Zaman bulabilsin bir teşekkür ve bir elveda için...

YAŞAM DEDİKLERİ BİR SINAVSA EĞER ASLA VAZGEÇMEMELİ SEVMEK VE ÖĞRENMEKTEN...
Ama herkesi sevemeyeceğini de,her şeyi bilemeyeceğini de farketmeli insan,tıpkı her şeye sahip olamayacağı gibi...


 ~~ ZAMANIN NİNNİSİNDE GEÇİRMEMELİ HAYATI .... ~~           '' 
                                                                                
''Alıntıdır.''