Candy

Candy

9 Ağustos 2016 Salı

Ayrılığın Şarkıları Esir Alması

Şarkı çeviriyorum beş gündür.Çok zevkli geliyor bu aralar.Birkaç yıl önce keşfettiğim ve birgün çeviri yapmaya başlarsam diye listeye aldığım şarkıları çeviriyorum.Nerede acıklı şarkı varsa toplamışım listeye.Konuları genellikle ayrılıkla alakalı.Birkaç şarkı hariç her şarkıda tekrar kavuşma umudu var. 
''Ayrıldık ama birgün karşılaşırız değil mi ?''
''Karşılaştığımız zamanlarda güzel anlarımızı düşün.'' 
''Tekrar bir araya gelir miyiz? ''
''Zaman geçip gidiyor ama anılarımız hala duruyor.''    vb. sözleri var şarkıların.Bazısında  ''Terk etsen bile sorun değil,iyi olacağım.'' diyor ama hemen ardından ''Tekrar bana dön,seni koruyacağım.'' diyor.Çaresizlik hakim bu şarkılarda.Önce ''Tamam artık iyiyim.'' deyip kendini avutmalar ama sonra yalnız kaldığında veya onu hatırlatacak bir şey olduğunda ne olduğunu anlamadan gözyaşlarına boğulmak var bu şarkılarda.Güzel biten bir ayrılık yok anlayacağınız.Bazısı bilerek ayrılmış çünkü karşısındakini üzeceğini düşünmüş.Kendi çapında fedakarlık yapmış yani ama bu durumdan çok fazla yara almış iki taraf da.Bazısı karşısındakinin gerçek yüzünü görmüş,ayrılmış ama onlar da bile gözyaşlarına hakim olamama durumu var.Sürekli yaşanılanları düşünüp keşke ile başlayan cümleler var.Bazı şarkılarda ayrılmak zorunda bırakılmanın acısı var.Bazısında da ayrılığı kabullenme var.O kabullenişte bir sitem var.

Ayrılık,insanlara çok çektiriyormuş şarkılarda...


Şarkının başlarında ilk karşılaşmalarında nasıl da utangaç olduklarını,garip hareketlerde bulunduklarını anlatıyor.Daha sonra bir şarkıyla ilgili anıları olduğundan ve ne yazık ki o günlere geri dönemeyeceklerinden bahsediyor.Beklediğini söylüyor.Sonsuza kadar veda etmedik ki ,birgün söz verdiğimiz gibi karşılaşacağız diyor.




7 Ağustos 2016 Pazar

Basketbolu Severim Şeftaliyi de

İki gündür ortaokuldan arkadaşımla buluşup sessiz sakin bir parka gidiyoruz.Çok büyük bir park ve içinde her şey var.Şehrin dışında olduğundan pek kimse uğramıyor ama bizim evlere yakın.Dün gece basketbol oynadık.En son lise üçte oynamıştım.Hatta o zamanlar basketbol takımındaydım ama bir ay sonra ayrılmıştım.Şiddete meyilli insanlar vardı takımda ve bu beni rahatsız etmişti açıkçası.Neyse
beş yıl aradan sonra ilk kez basketbol topunu elime aldım,özlemişim.İlk başta hareketleri hatırlamaya çalıştım.Denedim biraz ama olmadı.Sonra spor aletlerine yöneldim ve tekrar basketbola döndüm.Bu sefer atışlarım düzeldi.Turnikelerimi çok beğendiler.Ne yalan söyleyeyim ben de bayılırım turnike atışlarına.Daha bir havalı geliyor.Hem oynadık hem muhabbet ettik.İyi geldi bana bu iki gün.Kafamı kurcalayan bazı meseleler aklıma daha az gelir oldu.Yatmadan önce de balkonda biraz oyalandım.Meyve tabağı hazırladım kendime.En sevdiğim yaz meyvesi şeftaliyi yerken kendimden geçtim.Hatta bir ara aklıma Edip Cansever'in ''Ben seni hiç uzun bir yolda yürürken görmedim ki '' dizesi geldi ve ben bunu o anki duruma uyarladım :D
     ''Sen beni hiç şeftali yerken görmedin ki''
Bunu dedikten sonra en sevdiğim kış meyvesi mandalina için de bir dize şart oldu :D
      ''Hoş,sen beni hiç mandalina yerken de görmedin ''
      ''Oysa bir kez görmen yeterliydi''
       ''İşte o zaman belki bir yıl geçerdi birlikte''
Hahahah günün o saatlerinde kafam böyle güzel olabiliyor.Sağolsun şairlerimiz.

Bir de başka bir konu var.Neden kimse birbirini olduğu gibi kabul edip sevemiyor? Dün arkadaşımla bunun üzerine konuştuk.Çünkü sevgilisi ondan biraz olgun davranmasını istiyormuş.Olgun davranmak derken mesela top oynamasın,istediği gibi eğlenmesin vb. kısıtlamak amaçlı olan şeyler.Olgunlukla zerre alakası yok bence.Neden böyle davranıyorlar anlamıyorum.İlk başlarda olduğu gibi severken sonralarda o sevdikleri özellikleri değiştirmeye çalışıyorlar.Herkes birbirinden değişim bekliyor.Kimse değişmez ki.Niye zorluyorsunuz ,neden birlikte eğlenmek varken mahvediyorsunuz bir şeyleri ? Anlayamıyorum cidden.
      

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Seni Bugün Görmem Lâzım

Geçen yıl bir rüya defteri tutuyordum.Uzun ve aksiyon dolu rüyalarımı yazıyordum.Nedense o defteri kapattığımdan beri normalden az rüya görmeye başladım.Etkilendiğim birkaç rüyayı da unutmamak adına buraya yazıyorum artık.
Dün gece gördüğüm rüyadan bahsedeceğim biraz.'Dizi gibi rüya' tanımıma uyan rüyalardan biriydi.İstanbul'da tanımadığım insanlarla birlikteydim.İki kızla beraber geziyorduk.Karşımıza değişik görünümlü biri çıkıyordu ve sanırım sarhoştu.Kızlardan birine bir şeyler sormaya çalışıyordu.Ben de yoluma devam ediyordum.Evin yakınlarına geldiğimizde daha önceden bu rüyayı gördüğümü hatırladım.
Hatırlanan kısım :''Misafirliğe gitmişim bir eve.Kızlarla vakit geçiriyoruz ama hep evdeyiz.Balkondan dışarı bakıyorum ve çok tanıdık bir manzara görüyorum.Evin arkasında bir park ve yanında birkaç apartman daha var ama gözüm sarı bir apartmana takılıyor.Orada biri yaşıyormuş ve mutlaka onu görmem gerekiyormuş ama biz hiç dışarı çıkmıyormuş.''
Bu hatırlamadan sonra yönümü evin arka tarafındaki parka çeviriyorum.Çünkü ilk kez evden dışarı çıkmışız ve belli bir süre içinde eve dönmemiz gerekiyormuş.Hızlı adımlarla parka gidiyorum.Apartmanlara umutsuzca bakıyorum.Ben göremesem bile o kişinin beni görüp yanıma gelmesini bekliyorum.Ama maalesef devamını göremeden uyanıyorum.
Böyle yarım kalmış her şey beni etkiliyor.Bir de o tanımadığım insanların kim olduklarını merak ediyorum.Öyle işte.Bakalım devamı gelecek mi.