Candy

Candy

27 Kasım 2016 Pazar

Hoş Vakitler

Bu dünyaya katlanabilmenin en ideal yolu sanattan geçiyor.Türü hiç farketmez ama benim için müzik ve edebiyat başta.''Uğruna yaşanılacak şey nedir?'' diye sorsak,çoğu insan aşkı,sevgiyi söyler.Ama bunlar insana müthiş acılar yaşatıyorlar.Kim aşıkken çok mutlu ? En başından beri tedirginlik yok mu? En başından beri sonunu düşünmüyor musunuz? Her harekete,her söze farklı farklı anlamlar yükleyip iyice içinden çıkılmaz bir hale sürüklemiyor muyuz benliğimizi ? Peki sanat öyle mi ? Ruhunu tazeledikçe tazeliyor insanın.Aslında aşk ve sanatı karşılaştırmam absürt oldu biraz.Sonuçta sanatın ham maddelerinden biri aşk.Ama demek istediğim oluşma aşamasından ziyade sonunda bize yaşattıkları haz.Aşkın sonu pek iyi olmuyor,deneyimleyenler bilir.Aksine icra edilen bir sanatın sonucunda insan büyük keyifler alabiliyor.Neyse çok uzattım.Dün Birsen Tezer konserine gittim ve acayip keyif aldım.En sevdiğim şarkılarını ikinci yarı söylemeye başladı.Bas gitarist ile bateristin solo performanslarına bayıldım.Birsen Tezer'in ''Seher Vakti'' ve ''Aşk Bu Değil '' şarkılarındaki kanun performansıyla mest oldum.''Keşke sürekli böyle etkinliklere katılabilecek vaktim olsa'' diyerek içimden ne ahlar ettim.Bir de kendime ''şu an okuduğum bölümde değil de sanatla iç içe bir bölümde olsaydım'' diye kızdım biraz.Hobi olarak şu an hiçbir şey yapamıyorum.Geçen yıl keman kursuna gidiyordum ama bu yıl kayıt olmama rağmen gidemiyorum.Kitap bile okuyamıyorum.Kendimi avutmak için şiir kitapları alıyorum.Yarım kalma derdi olmaz diye.Ama canım neler neler yapmak istiyor.Ve ben şu güzelim gençlik yıllarımı fakültede çarçur ediyorum.''Şimdi bu durumdasın ama ileride çok rahat edeceksin.'' diyorlar.Tamam,rahat ederim ama zaman geçiyor.Uff neyse...Haftasonum sonuç olarak süper geçti.Bununla ben bir ay idare ederim artık.


Belki de yoktu sonumuz


25 Kasım 2016 Cuma

Öylesine

Haftasonuna güzel bir başlangıç olsun.
Öylesine oturmuşuz sanki ...
Bir sözlü sınavı daha atlattım bugün.Hayattan bezmiş bir haldeydim ama imdadıma bisiklet yetişti.Sınavdan sonra eve geldim ama tekrar hastaneye dönmem gerekiyordu.Hastanedeki 
işleri hallettikten sonra bankadaki işlerimi halletmek için çarşıya gittim.Otobüste bir anda ''Neden bisiklet turu düzenlemiyorum ki ? '' düşüncesi geldi,sızdı beyin hücrelerime.İçim bir anda sevinçle doldu.Hem anıları yad edecektim hem de gideceğim yerin restore edilmiş halini görecektim.Hava da şansıma güzeldi.Hemen işlerimi hallettim ve bisikletçi amcaya gittim.Sonrası yollar... Her mevsimde o yere gitmiştim ama hiç sonbaharda gitmemiştim.Bugün o ilki de gerçekleştirdim.Artık arşivimde aynı yerin tüm mevsimlerde çekilmiş fotoğrafları mevcut.Hedefe varınca önce restore edilmiş yere yöneldim.İyi olmuş.En azından saçma sapan insan isimleri kalmamış.Milletimiz de huydur tarihi eserlere kalp çizerek isimler yazmak...
Daha sonra hep gittiğim mekanıma oturdum ve kahvemi söyledim.Oraya ilk gelişimi hatırladım.Hafif bir müzik eşliğinde kahvemi yudumlayışım,o sırada aklımdan geçenler,aklımdan geçenleri söyleyemeyişim ve söylediklerimin saçma sapan şeyler olması.Güldüm o halime.Bunları düşünürken kahvem geldi.Güzel şeyler oldu.Bir tek defterimi almadığıma üzüldüm.Neler yazardım o duygu patlamasıyla.
Kahve faslından sonra yoluma devam ettim.Dönüşte bir mağazaya girdim.Ne zamandır almak istediğim botu aldım.O da mutlu etti beni.Eve dönerken otobüste bir amcayla muhabbet ettik.O muhabbet de çok iyi geldi :D Demek ki iyi olasım varmış.Devamı da böyle olur umarım...

Şimdi de bir şarkı paylaşayım.Korece eski bir şarkı.Türkçe altyazılısı mevcut.Sözlerini çok beğendim.Bu haftaki ruh halime iyi geldi.



Acı dolu hatıraların hepsini canım
Kalbinin derinliklerinde yak
Geçmişte olanlar,bırak geçmişte kalsın
Bu şekilde anlamlı olur

Canım zorlandığın çok şey olmuştur
Yeni ne demek unutmuşsundur
Acıklı hikayelerin hepsini de canım
Kendini suçlamayı da bırak

18 Kasım 2016 Cuma

Bitse Ne Olur,Bitmese Ne Diye Düşüneceğim


Var diye kabul ettiğimiz bu durum içten içe bizi bitiriyordu.
Aslında var olan bir şey değildi.
Dedim ya biz öyle kabul etmiştik.
Hal böyle olunca da kimse bitip bitmediğini anlamıyordu.
İçlerinden birisi ''Bitmiş galiba'' diye düşündü.
Ama bu sefer kimseye anlatmadı.
Kimseye bir şey söylemedi.
Sessizce beklemeye başladı.
An gelecek ve sessizlik bozulacaktı.
Belki de öylesine kabul edilen bu durum öylesine değildi.
Belki de gerçekti.
Belki hiçbir zaman bitmeyecekti.
Dışarıda güneşin doğmamış olması hiçbir zaman doğmayacağı anlamına gelmezdi.
Güneş,umut bir yerlerde kendini gösteriyordu.
İçlerinden birisi tekrar güzel düşünmeye başladı.
''Bitse ne olur,bitmese ne diye düşüneceğim.'' dedi  **
Ve tünelin sonundaki ışığa doğru usulca süzüldü.


Fotoğrafı bu sabah çektim.Hikayesi ise şöyle :
Sözlü sınavının verdiği heyecan ve stresle evden çıktım.Temiz bir hava beni kendime getirir diye düşünmüştüm ama leş gibi bir koku karşıladı beni.Üstelik güneş de daha doğmamıştı.Kötü bir başlangıç olmuştu benim için.Kahvaltı da yapmamıştım,açtım.Kantinden simit almayı düşündüm ama o da ne ? Kantin yerinde yoktu.Şansıma birtakım kötü laflar ederek kantinin yeni yerini aramaya başladım.Simitimi alıp sınıfa doğru ilerlerken bu güzel manzarayla karşılaştım.Ve hemen ardından bu aralar dilime yapışmış olan o güzelim replik : ''Arkadaşlar gelmeyin.Tünelin ucu b.mb.k bir yere çıkıyor.'' (Hahahah tünelin ucunda sözlü sınavına gireceğim yer vardı :D )
Bu arada sözlü sınavım genel olarak iyi geçti ;)

** Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'dan alıntı bir cümle.

Get Rhythm

Yarın büyük bir sözlüye gireceğim.Bu sefer kurada şansıma fena bir hoca çıktı.Ama dert değil.Değişimi başlattığımdan beri düşüncelerle çok boğuşup yıpratmıyorum kendimi.Üstelik kendimi pozitif düşünmeye zorlamıyorum da.Özüme dönüyorum yavaş yavaş.''Amaann her şey hallolur.'' moduma geri döndüm.Tabii isyan etmiyor değilim bitmeyen sınavlara,yoğun tempoya.Okulun saçmalığı çok.Sanki bölüm ağır değilmiş gibi bir de her yıl yaptıkları saçma sapan program değişiklikleri ile bizi deniyorlar,zorluyorlar,olmadı baştan yapıyorlar.Normalde sözlüler finel ile aynı hafta içinde olurdu.Çalışması daha kolay olurdu.En azından bittiğinde toplu bir şekilde biterdi.Şimdi iki -üç haftada bir sözlü yapıyorlar.Her seferinde ayrı bir stres.Bitse de gitsek diyemiyorsun.Bir türlü rahatlayamıyorsun.Hoş, zaten bitse bile iki gün haftasonu tatili oluyor ve hemen ardından yeni yoğun bir staja başlıyoruz.Tatile ihtiyacım var.Şeytan diyor ki devamsızlık yap,bırak her şeyi büte.Ama şeytanın bilmediği bir şey var.Devamsızlıktan büte kalamıyormuşuz,direk sene kaybı oluyormuş.Bu boş muhabbetleri neden anlatıyorum bilmiyorum.Birilerine bunları anlatmaktansa burada kendi kendime yazmak daha iyi sanki.Kendime geliyorum ya hahah :D Mutluyum blog.Yarın sözlüde yıkılmayacağım geçenki gibi.

Bir de ders çalışırken karşı duvarı çok boş gördüm.Yan duvarlarda zor zamanlarımda bana destek olan posterlerim var ama karşısı çok boşmuş.O sırada telefondaki müzik değişti ve Johnny Cash çıktı.Aman tanrım didim,işte bu :D Bir boş anımda güzel bir poster yaptıracağım.Sonra açacağım Johnny'ciğimi keyfime keyif katacağım.

                                                                             💃


12 Kasım 2016 Cumartesi

Tünelin Ucu

Değişim rüzgarlarını başlattım ve kendime eziyet etmemeye karar verdim.Yoksa bu yolun sonu yok.Hababam Sınıfı'nda Şaban'ın ''Arkadaşlar,gelmeyin.Tünelin ucu b.mb.k bir yere çıkıyor.'' demesi gibi.Boşvereceğim bazı şeyleri ve hayatımdan birkaç kişiyi çıkaracağım.Yavaş yavaş yapacağım bunu.Bir anda kıyamam,sevdiğim insanlar çünkü.Sevdiğim oldukları için onları kırmamaya özen gösterirken hep kendimi kırılmış buldum ve bunu dillendiremedim de.Huyum kurusun.Konuşamıyorum böyle durumlarda.Anlasınlar istiyorum ama bu da çocukluk.Kim nasıl anlasın ben konuşmazsam,kırıldığımı söylemezsem ? Saçma bir durum benimkisi.İnsanlara çok bağlanmayacağım artık.En azından kendimden çok taviz vermemi gerektirecek kadar bağlanmayacağım.Bakalım yapabilecek miyim ? Beklenti dozumu da ayarlamam gerek.Önceden çok başarılıydım bu konularda.Son yıllarda bozuldum.Daha çok düşünür oldum,daha çok insani ilişkilere odaklandım.Ama ne olursa olsun başaracağım,aşacağım bu durumu.İçimi döktüm.Oh be rahatladım.Hadi bir şarkı dinleyelim ;)



Beş dakikada bir motorunun acelesine inat
Biniyorum meçhule ardımda martılar,telaş
Bırakıp gitmek var şimdi seni yarim
Dört yan ezan,vapur vapur,boğaz

7 Kasım 2016 Pazartesi

İnce Bir Sitem İçindeyim

Kasım'a geldiysek Ekim'i analım biraz.
Ekim ayını son birkaç yıldır sevemiyorum.Bu yıl da sanki değişen bir şey olmadı gibi.Sadece bir gün çok güzeldi.Güzel duygular yaşattı bana ama akabinde gelen günlerde değişen hiçbir şey olmadığını gördüm.Kabullendim artık ve de anlıyorum bazı şeyleri.Anladığım için bir şey hissedemiyorum.Ne kızgınlık ne kırgınlık...Ama arada üzülüyorum bu durumlara.Yapacak bir şey yok şimdilik beklemekten başka.Gelecek günler birleştirecek yapbozun parçalarını ve o zaman göreceğim bütünü.Ona göre de yoluma devam edeceğim.

Sınav dönemimi zor da olsa atlattım.Bu sefer nedense çok etkilendim.Normalde sınava az bir zaman kala kendimi çok güzel rahatlatırdım ama bu sefer stres yaptım.Birtakım olumsuz olaylar yaşadım.Benimle birlikte arkadaşlarım da şaşırdı o halime.Nasıl bir stresse artık...Özellikle sözlü gününü hatırlamak istemiyorum.

Kasım'a güzel bir başlangıç yapamadım.Artık geri çekiliyorum.Biraz arka planda kalıp kafamı dinlemek istiyorum.İlk hafta yeni staj dolayısıyla aşırı yoğun geçti.Her şeye rağmen cumartesi o kadar neşeliydim ki ben bile şaşırdım o halime.Cumartesi günleri enerjimin tavan yaptığı,pazar da kötü olduğum zamanlar.Ama ne diyeyim uzun zamandır cumartesi günlerimi bu denli yaşamamıştım.O kadar neşeden dolayı kızgın olduğum biriyle hiçbir şey olmamış gibi konuştum.Oysa ne sitemler edecektim ben.Neyse...Pazar gününü de tam aksi yaşadım.Belliydi böyle olacağı.Enerjimin hepsini bir günde harcarsam olacağı buydu.Kötü geçen bir pazarı anlatmak istemiyorum o yüzden geçelim bu faslı.

Dün aklıma bir düşünce geldi.Hayatımı bir matematik problemine benzettim.Yazılı kağıdında bakarsın bildiğin soru çıkmış,sevinirsin.Heyecanla çözmeye başlarsın.Çok güzel de yaparsın soruyu.Hatta gözden geçirirsin,hiçbir hata bulamazsın ama sonuç açıklanır.O soruya dair gidişatın mükemmel.Her şey doğru aslında ama daha başta x yerine yanlış sayı yazmışsındır ve o bildiğin,güzelim sorun tümden sıfır puanı almıştır.Gözden geçirmen bile fayda etmez çünkü kendini çok güzel çözdüğüne inandırmışsın.Ne kadar bakarsan bak yanlışı göremeyeceksin.Öyle işte...Gidişat doğru ama sonuç hep yanlış...

Aaa en önemli haberi vermeyi unuttum.Artık bir yavru kedimiz var.O kadar tatlı bir şey ki anlatamam.Bir daha ki yazımda fotoğrafını koyarım. :)