Candy

Candy

30 Ocak 2016 Cumartesi

Göreceğimiz Rüyalar Var Daha





Cem Karaca-Sevda Kuşun Kanadında



Heyt be Feta bu günleri de gördün ya...
Bugün kendimle gurur duyuyorum.Hayatımda en ama en net olduğum gün ilan ediyorum bu günü.Bir daha bu derece net olabileceğimi sanmıyorum.İleride pişman olmamak adına yapılacak ne varsa yaptığımı düşünüyorum.O yüzden içim çok rahat.Anlayacağın bugün ben biraz daha olgunlaştım.Günün ilk saatlerinde içime bir ağırlık çökmedi değil tabii ama onu da aştım.Mantıklı düşününce aşılmayacak hiçbir şey yok.Mantığım bunca zaman nerelerdeydin sen ? Arada bir görünüp kayboluyordun ama sanırım artık tamamen geldin gibi.Umarım yanılmam.Ve umarım kimseyi de üzmüş olmam bugünkü netliğimle...
Neyse bunu burada bırakalım.Rüyamdan bahsedeyim biraz.Inception filmini yaşadım desem yalan olmaz herhalde.Nasıl ilginç bir rüyaydı öyle.Önceden de dizi gibi  rüyalar görürdüm ama bu bir başkaydı.Hani bir rüya görüp devamını birkaç gün,ay ya da yıl sonra görüp rüyanın içindeyken ''Aaa ben bu rüyayı daha önce görmüştüm '' deyip rüyadaki bildiğim olayları kendime anlatırdım.Sonra rüyaya ona göre devam ederdim.Örneğin önceki rüyamda peşimde beni kaçırmaya çalışan insanlar var ve ben kaçış yolunu görüyorum ama kaçamadan uyanıyorum.Devam niteliği olan rüyada yine aynı olaylar baştan sona gerçekleşiyor ama bu sefer çıkışı daha önceden bildiğim için kaçabiliyorum.Çok ilginç değil mi ya ? İşte bugünkü rüyamda o tarzdı ama bu sefer gördüğüm üç beş farklı olayı önce ayrıntısız görmüştüm.Sadece ana karakterler belliydi.Sonra her seferinde bu karakterler üstünden olaylar genişledi.Önceden iki üç konuşma geçiyorsa aramızda sonradan daha fazlalaştı ve olay örgüsü kuruldu.En iyisi rüya üzerinden anlatayım.Rüyanın sadece bir bölümünden bahsedeceğim.

Bir yokuş var ve sonunda iki katlı bir müze var.İlk gördüğüm zaman yokuşu biliyorum,müzeyi de biliyorum ama müzenin yokuşun sonunda olduğunu bilmiyorum.Yokuşun başından ışınlanmış gibi kendimi direk müzenin ikinci katında buluyorum.Çini tablolar var her tarafta.Bir tablo ki en çok onu beğendim ortasında bir çatlağı var.Başımı tavana doğru kaldırıp bakıyorum ve dikdörtgen-oval şekillerde farklı çini desenleri görüyorum.Burada bitiyor bu rüya.Aradaki rüyaları atlayıp son gördüğüm rüyaya geçeyim.Bu sefer yokuşun başında iken onun müzeye gittiğinin farkındayım.Yavaş yavaş çıkıyorum yolu.Müzeye varıyorum.Ahşap eski bir bina.İçine giriyorum.Üst kata doğru çıkıyorum sevdiğim çini tabloya bakmak için.Biri beni durduruyor.Elinde bavulu olan genç bir erkek.Biraz onunla konuşuyorum.Çok da eğlendim konuşurken.Sonra içeriye farklı insanlar geliyor müzeyi ziyaret etmek için.Ben tekrar üst kata çıkıyorum.Sevdiğim desene bakıyorum aynı yerinde duruyor.Yanında bir tane daha var.Başımı kaldırıp tavana baktığımda aynı desenler ve yanlarında yazılar görüyorum bu sefer.Sonra eteğim gözüme çarpıyor.Çok güzel bir etekti.Mavinin koyu bir tonu üzerine mürdüm eriği rengi desenleri vardı.Öyle bir eteğim de yok gerçekte ama bulursam alacağım :D Tam o sırada hatırlıyorum bu müzeye dördüncü gelişim olduğunu o_o Sonra o bavullu gencin yanına gidiyorum ve tekrardan muhabbete başlıyorduk.İşte daha bir sürü böyle ayrıntı vardı rüyamda ve bu sadece rüyamın 1/3 lük kısmı :D Aile üyelerini gördüğüm,bir bahçede gezindiğim,farklı insanlarla kavga ettiğim bölümleri de var.Onlar da bana kalsın :)
Bir senaryo yazmanın vakti geldi bu rüyalardan.Oscar'a aday bir film çıkabilir zannımca :D

Feta Notu : O müzeyi bulacağım.

29 Ocak 2016 Cuma

İki Yalnız Yıldız





Şimdi biz neyiz biliyor musun ?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden ?
Bir mektup,bir kart,birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden ?
Bizden diyorum,ikimizden
Ne kalacak ?

                         Murathan Mungan

                            Yalnız Bir Opera'dan bir kısım

27 Ocak 2016 Çarşamba

Büt Büt Atıyor Kalbim

Alan dışı seçmeli derslerle başım yine dertte.Kendi alan derslerimde sıkıntı yaşamayan ben alan dışı seçmeli (zorunlu !) derslerden büte kalıyorum.Yok efendim üniversitenin Avrupa'daki üniversitelerle denkliği için başlamış bu süreç -Bologna Süreci- ... 
Alan dışı seçmeli ders uygulaması geçen yıl başladı bizim üniversitede.İşte ikidir büte kalıyorum ben de.Ama kalma nedenlerim çok saçma.Özellikle beni seçmişler gibi.
Geçen yıl Dünya ekonomisi dersini seçmiştim.Seçmez olaydım.Derse giren profesör bizim fakülte öğrencilerine o kadar gıcık oluyordu ki bilerek büte bırakmıştı bizi.Ekonomi de hiç ilgi alanıma girmezdi.Tamamen rastgele bilmeden bir seçim olmuştu benimki.Ara tatilde iktisat tarihine kadar çalışmıştım.Çünkü geçen yıl şöyle bir durum vardı : Eğer bu dersten geçemezsem kendi fakültemde 4.sınıfa geçemeyecektim.4.sınıf demek artık staj kurullarına girmek demek.Alan dışı seçmeli ders yüzünden hem de sadece haftada bir saat gördüğün ders yüzünden bir yılının yanması ... Yaşadığımız endişeyi anlatamam.Neyse çalıştık,ne yapalım... Sınav günü de hocayla konuşmaya gittik.Hadi ben neyse, 1 saatlik yerde oturuyorum ama bazı arkadaşlar sırf şu ders yüzünden Gaziantep'ten kalkıp gelmişti onbeş günlük ara tatilinin ortasında.Bu derse,bu dersi seçtiğimize,hocaya ve tüm bu sürece edilen hakaretleri tabii ki buraya yazmayacağım -_- Bütte geçtik neyse ki ...
 Peki bu yıl ne oldu dersin ? Trafik dersini seçtim hem de uzaktan eğitim.Derse gitme ve büte kalma derdim olmayacaktı.Öyle mi oldu ?Tabii ki hayır .Bu yıl da büte kaldım :D Her şey herkesin sınav giriş yerinin sistemde görünmesi ama benimkinin görünmemesiyle başladı.Sınav merkezine gidip durumu izah ettim ve bana bir sınav yeri ayarladılar.Herkes bizim fakültede girerken sınavına benim bilin bakalım neresi çıktı ? Hiç zor değil tahmin etmek.Lanetlendiğim yer hahah İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi :D O yerin adını görünce bir ürperdim zaten.Sıra numaramda da ''boş bulduğun bir yere otur'' yazıyordu.Bunların hepsi mi tesadüf yoksa bana oyun mu oynuyorlar ? :D 
Sınav günü geldi.İçimde bir endişe var.Sınav başlamadan gözetmeni buldum ve durumumu açıkladım.Sıra numaramın olmadığını söyledim.Bu sırada da diğer öğrencilerin gülmesine tanık oldum.Diyorlardı ki : ''Boş bulduğun bir yere otur yazsa kağıdımda sınava girmeye korkarım. '' Nasıl güldüm anlatamam.Ben de korkuyorum :D :D Adıma sınav kitapçığı ve cevap formumun olup olmadığını da sordum.Yoktu.Hiç şaşırmadım -_-
 Bir yerleri arayıp fazladan istedi benim için.Ama diğer herkesinki kendi adına düzenlenmişti.Benimkisini ben dolduracaktım.Üstelik fotoğrafım da yoktu.Gözetmen sorun çıkmaz dedi.Gülümseyip geçtim.İnanma mı beklemiyorsunuz herhalde ? Sınav çok basitti ama içimdeki ses susmuyordu.Kesin bir şeyler olacak diyordu.Oldu da ...İçime doğan şeyler gerçekleşir genelde.Dün büte kaldığımı öğrendim.Final notum ''sıfır'' .Bugün bizim öğrenci işlerinden başladım aramaya.Tabii herkes başka birine yönlendirdi.Birine e-mail attım.Sonuç :Elde var ''sıfır'' .Bir asilik yapıp büte girmemeyi planlıyorum ama girmezsem de bir sürü saçma prosedürle uğraşmam gerekecek.Uff deli oluyorum ya.Seneye umutluyum ama heheh büte kalmayacağım alan dışı seçmeliden :P

26 Ocak 2016 Salı

İçimizdeki Şeytan

Bir Sabahattin Ali klasiği ile karşınızdayım bu sefer.Neden bu aralar blogla bu kadar içli dışlısın diye soracak olursanız hemen cevaplayayım.Öncelikle ara tatildeyim,evdeyim.Ders çalışmam gerekiyor çünkü tatil dönüşü finalim var.''Nasıl yani''dediğinizi duyar gibiyim.Bizim üniversitenin bizim bölüme yaptığı hoş sürprizlerden sadece birisi bu.Nasıl severim sürprizleri anlatamam !!! İşte evde olmanın verdiği hoşlukla ders çalışmam gerek düşüncesinin açtığı boşluk birleşince kendimi blogda buluyorum.''Hadi Feta ,artık çıkar çantadan notları, başla derse '' dediğim an ise annemin yanına gidiyorum.''Ders çalışmam gerek '' diyerek çevresinde dolanıyorum ve annemden o istediğim sözleri duyuyorum.''Aman be,tatilde ne dersiymiş.Bırak çalışma.'' Hahah suçuma ortak arayışı da tamamlandı :P
 Konuyu fazla dağıtmadan İçimizdeki Şeytan'dan bahsetmek istiyorum.Yılbaşı tatilinin olduğu zaman okumaya başlamıştım.Yazarı Sabahattin Ali olunca ayrı bir özen gösterdim romana.Öyle ki bitmesin diye ikinci gün akşamın geç vakitlerine kadar elime almadım.Kitabın çevresinde dolanıp durdum ve akşam olunca da bir çırpıda bitirdim.Sonra evin içinde turlamaya başladım.Sesli sesli konuşuyorum sanki roman kahramanları karşımdaymış gibi.
-Ömer neden böyle yaptın? 
- Ya sana ne demeli Macide?
-İkiniz de çok üzdünüz beni...
Normalde bir karakteri her zaman savunurdum ama bu romanda kimseyi savunamadım.Hepsine kızdım.Bir yandan da üzüldüm.Anlayacağınız epey bir duygu karmaşası yaşadım...

Kitabın başlarında Ömer'in bir konuşması vardı.İlk orada etkiledi roman beni.Şaşırdım.O kelimeler,o cümleler sanki benim ağzımdan çıkmıştı.İlerledikçe başka bir paragrafa denk geldim aynı hissiyatı uyandıran.Sonra olaylar başladı.İçsel hesaplaşmaların dışa vurumu. İnsanların içlerindeki şeytana uyup yenik düşmesi...Aslında suçu şeytana atmak da kolaya kaçmak gibi geliyor.Romanda bunun vurgulanması hoşuma gitti.Arka kapaktaki yazıda da bu mevcut.

Arka kapak yazısı


''Ahh be'' dedirtti kısacası bu roman bana.Hem de birçok açıdan.Kendimi çok sorguladım.Acaba benim içimdeki şeytan beni ne yönlerden etkiliyor? Sabahattin Ali yine yaptı yapacağını işte.Beni bıraktı bitmiş bir roman ve düşüncelerle baş başa ...
Söyleyecek çok sözüm var aslında roman ile ilgili ama kendimi durduramam sonra.Özet geçmeyi de sevmem zaten.O yüzden en iyisi romandan hoşuma giden birkaç yazı ile sizleri baş başa bırakmak...

~Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş,ala!  Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya ?

~İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak demek değil,kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demekmiş.

~Fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum.Büsbütün başka bir hayat,daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum.Belki bunu arayıp bulmak da mümkün...Fakat içimde öyle bir şeytan var ki ...

Dipnot : İçimde bu aralar tembellik var ve bir an önce yok edilmesi gerekiyor.Bu akşam onu yok edeceğim. 

25 Ocak 2016 Pazartesi

Karga Karga Gak Dedi

Sabahtan beri kargaları düşünüyorum.Delirmedim 
merak etmeyiniz.Sadece aklıma geldiler.Geçen yıl her sabah beş buçukta uyanıp altı buçukta servise bindiğimden kargaların hayat mücadelesinin ilk aşamasını gözlemliyordum.Akşam eve geldiğimde onların da yuvalarına dönmelerine şahit oluyordum.Balkona oturup gak gak diyerek geçişlerini izlemek hoşuma gidiyordu.Öyle bir rutinleri vardı ki izlerken beni benden alıyordu.Hiç mi canları sıkılmıyor kargaların ? İşte bugün bunu düşünüyorum.Tüm gün boyunca ne yapıyorlar ? Sadece yiyecek mi arıyorlar ? Aralarında şakalaşıyorlar mı acaba ? Ve daha birçok soru var aklımda.
Üç boyutlu duvar süslerim ^^
Kargalara takılmamın nedeni de sanırım abimin odama yaptığı duvar süsleri.İki gün önce eve geldim ve odamın duvarlarındaki süsleri gördüm.Bir tanesini tam masamın üstüne gelecek şekilde yapmış.Baktığında bir hoş oluyor insan.Yani en azından ben seviniyorum.O süste bir tek kişilik bank,iki sokak lambası iki siyah kuş ve yerde de yapraklar var.İlk gördüğümde arkasını dönmüş bir keçi sandım o bankı.Dakikalarca düşündüm ne alaka keçi diye.Acaba burcum oğlak olduğu için mi keçi süsü koymuş abim buraya? Ya da keçi gibi inatçısın mı demek istemiş ? Anlam veremedim.Sonra odaya geldiğinde sordum.Meğer o keçi değil bankmış.Nasıl keçiye benzettiğim üzerinde önce abimle konuştuk.Sonra akşamüzeri babam eve gelince ona da gösterdim süsleri.Bak baba abim süs yapmış odama diye heheh :D Keçimi gördün mü dedim.Göremedi.Kimse keçimi göremiyor.Bakın diyorum.Bunlar boynuzları.Bize yandan poz veriyor ama başını uzaklara bakacak şekilde çevirmiş.Kim bilir ne düşünüyor diyorum.Beni bozmamak için evet biraz benziyor keçiye diyorlar ama şu bankın alt tarafı olmasaymış diye de ekliyorlar.Neyse nerden geldik buraya? Kargalardan...Bu süsteki siyah kuşlar aklıma kargayı ve kargayla ilgili sevdiğim kısa bir masalı hatırlatıyor bana.Masalı da anlatmak istiyorum.Bugün biraz çenem düşsün.
Bir varmış bir yokmuşla başlayamam uzun olur.Bir gün tüm orman ahalisi toplanmış.Her hayvan kendine ait rengi seçecekmiş o gün.Tavşan beyazı seçmiş,aslan sarıyı,fil griyi derken her biri tek tek seçmiş,bitirmiş.Bizim karga da ne seçeceğine bir türlü karar veremiyormuş.Sabahtan akşama kadar çaresizlik içinde düşünmüş,durmuş.Sonra tüm renkleri karıştırmak gelmiş aklına.Böylece her rengi de seçmiş olacakmış.Yapmış bu işlemi ve ortaya siyah renk çıkmış.Bundan sonra da tüm kargalar kara olmuş.
Bu karga masalını ilk okuduğum zaman sulu boyalarımdaki tüm renkleri karıştırmıştım.Acaba masal doğru mu diye? :D Sonuçta siyah rengi elde etmiştim.Masal doğruydu.Onaylanıp hafızamın güzel bir yerine yerleşti.Biri karga dese direk bu masalı hatırlıyorum ve yüzüme hafif bir tebessüm yayılıyor.Ama artık birinin karga demesine gerek kalmadı.Başımı kaldırıp duvara bakmam yeterli. ;)

Dipnot : Az önce edindiğim bir bilgiye göre kargalar kendi aralarında şakalaşıyorlarmış. :D

23 Ocak 2016 Cumartesi

Ve Ben Böyleyim Kendi Yolumda ^^

İnsan olarak hepimizin tükendiği,kendini boşlukta hissettiği,neden yaşıyorum ki dediği anlar hep olmuştur...Önce üzerinize bir yorgunluk düşer.Konuşmak hatta yanınızda konuşulmasını bile istemezsiniz.Sessizlik gerekir.Gözlerin de dalıp dalıp gitmesi şart tabii.Yatakta geçen vakit de artmalı.Hatta yataktayken gözler tavana dikilmelidir bir süre.Kafada bir sürü birbirinden bağımsız düşünce ... Kulağa usulca gelen insanı derinden etkileyen bir müzik sesi.Sonra o an gelir ve gözlerden yaşlar boşalır.Rahatlama evresine geçilmiştir artık.Sırada canlanma evresi vardır.İşte onun için de bir şarkı gerekir ama bu şarkı biraz hareketli bir o kadar da anlamlı olmalı.İnsanı hayat karşısında coşturmalı.Onu dinledikçe kendinigüçlenmiş hissetmeli insan.Küllerinden yeniden doğduğunu görmeli,yenilenmeli.Bakış açısını biraz daha genişletmeli.Sorunların üstesinden gelebileceğinin farkında olmalı ve ayaklanmalı.
Son kabuğuma çekilme dönemimde kabuğumu kırmayı başaran şarkıyla geldim bugün sana.Bilirsin şarkıları paylaşmaktan ayrı bir haz duyarım.Hadi bakalım iyi dinlemeler ^^