Yirmili yaşlar bir tek bana mı zor geliyor yoksa herkesi aynı mı etkiliyor ? Gün içinde bir sürü soruyla boğuşup onlara cevap aramakla uğraşıyorum.Nedenler,nasıllar bitmek bilmiyor.Ben kimim?Beni,ben yapan özellikler ne? Çevrenin karakterime etkisi ne kadar ? Hayatta nasıl bir yol izlemeliyim ? Yazamadığım daha bir sürü değişik sorular var.Kafam çok karışık.Lise yıllarımda da böyle sorular gelirdi aklıma ama hiç kurcalamazdım.Yirmi yaşımdan sonra ufaktan kurcalamaya başladım ama asıl geçen yıl kış aylarında başladı.En zorlu yaşımı şimdilik yirmi bir ilan ediyorum bu sebeplerden ötürü.Yirmi iki de süründürüyor ama daha bilinçliyim yirmi bire göre.En azından belli kalıpları oturtabildim.
Bitmek bilmeyen sorular ve onlara cevap arayışları..Bir soruya verdiğim cevapla başka sorunun cevabının çelişmesi ve bunun hayatıma etkileri...İşte bu çözümünü bulamadığım durum.İki şey çatışma yaşarken ben,ben olamıyorum.Nasıl davranacağımı,nasıl bir yol izleyeceğimi şaşırıyorum.Baştaki duruma da dönemiyorum.Arada bir yerlerde kıvranıp duruyorum işte.Bazen 'hiç düşünmeyen,hayatın sunduklarıyla yaşayıp giden bir insan olsam nasıl olurdu ?'diye düşünmeden edemiyorum.Onu bile düşünüyorum(!).Ama öyle olsam kendimden nefret ederdim herhalde.Alışmışım iç sesimle sürekli hesaplaşma içinde olmaya.Son günlerde daha da arttı bu.Bazı konularda araştırmalar yapıyorum ve bu araştırmaların sonucunda hepten çuvallıyorum.Her şey şu an o kadar karmaşık bir hal aldı ki. Sakince düşünüp tekrar bazı şeyleri rayına oturtmam gerek.Kısaca yirmi iki yaşındaysanız hayat Cedric'in hayatından biraz daha zor olabiliyor ...
Candy
28 Temmuz 2016 Perşembe
25 Temmuz 2016 Pazartesi
Artık Unutmam
Bugün başıma öyle bir olay geldi ki sormayın.Babamdan aldığım bir takım genleri daha da öteye götürdüm o derece.Şöyle ki babamda bir huy vardır:Telefonla biri aradığında sesinden tanıyamadığı durumlar olur ama çaktırmaz karşı tarafa,muhabbete olduğu gibi devam eder.Sonra 'kimle konuştum acaba' diye düşünür durur.Bense telefonla olan bu durumda biraz konuştuktan sonra ' kusura bakmayın ama bende telefondan ses algılama sorunu var,siz kimdiniz acaba' derim.Bugünkü olay bu yaşananların hepsini aştı.Hazır mıyız? Uçuşa geçiyoruz.
Bugün bankaya gittik teyzemle.Sıramızın gelmesini beklerken içeriye bir teyze,bir genç kız ve küçük bir kız çocuğu girdi.Yaklaşık bir saattir bankada olmamızın verdiği sıkıcı durum nedeniyle kendimi direk küçük kıza odakladım.Birlikte birbirimizin vaktini eğlenceli hale getirebiliriz diye düşündüm.Neyse küçük kız da benim gibi hınzır bir şey çıkınca bakışıp bakışıp gülüştük önce.Sonra yanındaki genç kızdan bir ses :'Feta abla,merhaba ' E tabii ki ben şok oldum.'Me e merhaba ' dedim ama inanır mısınız hiçbir yerden aşina değil gözüm.Hani ufacık bir şey bile canlanmadı.Sonra biraz düşüneyim diye sıra numaramıza bakıyormuş gibi yaptım,oyalandım.Yok,hatırlamıyorum.Bu arada küçük kız yanıma oturdu.Türlü hınzırlıklarla aklımı çelmeye çalışıyor.Tabii ben teyzeyle genç kızın konuşmalarını dinliyorum.Bu üçlü anne -kız-torun üçlüsüymüş ama torun oğlundan.Kız kendi işlemleri için görüşmeler yaptıktan sonra yanımıza geldi.'Okul nasıl gidiyor,kaç yıl daha kaldı ? ' vb. sorular sormaya başladı.Okuduğum bölümü falan biliyor,nerede kaldığımı biliyor.Şaşırdım.' Kim ,kim,kim?' diye kafayı yiyeceğim sonunda ama soramıyorum da.O kadar konuştuktan sonra yüzüne nasıl diyeyim 'Kusura bakma ama ben seni tanıyamadım' diye.Utandım,diyemedim.Yalnız kıza sorduğum birtakım sorulardan (durumu çaktırmayacak tarzdan) kendisinin kardeşimle yaşıt olduğunu buldum.Kardeşimle de üniversiteye kadar hep aynı okullardaydık ve onun sınıfındakiler beni tanırdı.'Kesin kardeşimin arkadaşlarından biridir ' diyerek onun arkadaş çevresini yoklamaya başladım ama yok,bulamıyorum kim olduğunu.Neyse araya bir sürü olaylar girdi.Bu arada biz küçük kızla bayağı muhabbeti ilerlettik.Bir ara küçük kıza 'Sen beni tanıyor musun?' diye bile sordum kimse duymadan.'Yooo,tanımıyooom ' dedi.Ee küçüğüm niye benimle bu kadar samimisin? Bizi gören kırk yıllık dost sanır o derece.Bankada bekleyişimizin ikinci saati dolmak üzere herkes pufluyor.Genç kızla tekrar muhabbetlere başladım.Bu arada ajanlık peşindeyim.Annesinin nüfus kağıdı kızın elinde ve ben de en azından soyadından kim olduğunu bulurum diye çırpınıyorum.Soyadını da gördüm zar zor ama yok,yine gelmiyor aklıma bir şey.Kendimden şüphe etmeye başladım.Bu derece hatırlamamazlık olamaz yani.Bankadaki işlerimiz bitti.Yolda teyzeme 'kızla muhabbet ettim ama kim olduğunu hatırlamadım ' diyorum.Bana 'Ne yani,o kadar şey konuştun kim olduğunu bilmiyor musun ?' dedi.Eve geldim,annemlere anlatıyorum.O sırada teyzem bana kızın adını annesinden duyduğunu söyledi.Ah be teyzecim niye önceden söylemedin ? Hoş söyledi ama bana yine bir şey hatırlatmadı isim.Annem,babam,teyzem,ben düşünüyoruz.Annem,kardeşime mesaj atıyor,soruyor derken aklıma geçen yılki servis geldi.Geçen yıl ben üniversiteye servisle gitmiştim.Bir saatlik yol.Servisteki kızları şöyle bir düşündüm ve evet hatırladım.Servisteki kızdı o.Ama ben hep yorgun olduğumdan genelde serviste uyurdum,kimseyle muhabbete girmezdim.Aslında servistekilerin çoğunu görsem tanırım,ismini hatırlamasam bile servistendi derim ama nasıl olduysa bu kızı hatırlayamadım.Sessiz sakin bir kızdı.Diğerleri gibi gürültücü değildi.Hatırladıklarım da zaten gıcık olduğum gürültücü tayfa.Günün sonunda hatırladım ya kızı artık unutmam.Bu gece de güzel uyurum :)
Bugün bankaya gittik teyzemle.Sıramızın gelmesini beklerken içeriye bir teyze,bir genç kız ve küçük bir kız çocuğu girdi.Yaklaşık bir saattir bankada olmamızın verdiği sıkıcı durum nedeniyle kendimi direk küçük kıza odakladım.Birlikte birbirimizin vaktini eğlenceli hale getirebiliriz diye düşündüm.Neyse küçük kız da benim gibi hınzır bir şey çıkınca bakışıp bakışıp gülüştük önce.Sonra yanındaki genç kızdan bir ses :'Feta abla,merhaba ' E tabii ki ben şok oldum.'Me e merhaba ' dedim ama inanır mısınız hiçbir yerden aşina değil gözüm.Hani ufacık bir şey bile canlanmadı.Sonra biraz düşüneyim diye sıra numaramıza bakıyormuş gibi yaptım,oyalandım.Yok,hatırlamıyorum.Bu arada küçük kız yanıma oturdu.Türlü hınzırlıklarla aklımı çelmeye çalışıyor.Tabii ben teyzeyle genç kızın konuşmalarını dinliyorum.Bu üçlü anne -kız-torun üçlüsüymüş ama torun oğlundan.Kız kendi işlemleri için görüşmeler yaptıktan sonra yanımıza geldi.'Okul nasıl gidiyor,kaç yıl daha kaldı ? ' vb. sorular sormaya başladı.Okuduğum bölümü falan biliyor,nerede kaldığımı biliyor.Şaşırdım.' Kim ,kim,kim?' diye kafayı yiyeceğim sonunda ama soramıyorum da.O kadar konuştuktan sonra yüzüne nasıl diyeyim 'Kusura bakma ama ben seni tanıyamadım' diye.Utandım,diyemedim.Yalnız kıza sorduğum birtakım sorulardan (durumu çaktırmayacak tarzdan) kendisinin kardeşimle yaşıt olduğunu buldum.Kardeşimle de üniversiteye kadar hep aynı okullardaydık ve onun sınıfındakiler beni tanırdı.'Kesin kardeşimin arkadaşlarından biridir ' diyerek onun arkadaş çevresini yoklamaya başladım ama yok,bulamıyorum kim olduğunu.Neyse araya bir sürü olaylar girdi.Bu arada biz küçük kızla bayağı muhabbeti ilerlettik.Bir ara küçük kıza 'Sen beni tanıyor musun?' diye bile sordum kimse duymadan.'Yooo,tanımıyooom ' dedi.Ee küçüğüm niye benimle bu kadar samimisin? Bizi gören kırk yıllık dost sanır o derece.Bankada bekleyişimizin ikinci saati dolmak üzere herkes pufluyor.Genç kızla tekrar muhabbetlere başladım.Bu arada ajanlık peşindeyim.Annesinin nüfus kağıdı kızın elinde ve ben de en azından soyadından kim olduğunu bulurum diye çırpınıyorum.Soyadını da gördüm zar zor ama yok,yine gelmiyor aklıma bir şey.Kendimden şüphe etmeye başladım.Bu derece hatırlamamazlık olamaz yani.Bankadaki işlerimiz bitti.Yolda teyzeme 'kızla muhabbet ettim ama kim olduğunu hatırlamadım ' diyorum.Bana 'Ne yani,o kadar şey konuştun kim olduğunu bilmiyor musun ?' dedi.Eve geldim,annemlere anlatıyorum.O sırada teyzem bana kızın adını annesinden duyduğunu söyledi.Ah be teyzecim niye önceden söylemedin ? Hoş söyledi ama bana yine bir şey hatırlatmadı isim.Annem,babam,teyzem,ben düşünüyoruz.Annem,kardeşime mesaj atıyor,soruyor derken aklıma geçen yılki servis geldi.Geçen yıl ben üniversiteye servisle gitmiştim.Bir saatlik yol.Servisteki kızları şöyle bir düşündüm ve evet hatırladım.Servisteki kızdı o.Ama ben hep yorgun olduğumdan genelde serviste uyurdum,kimseyle muhabbete girmezdim.Aslında servistekilerin çoğunu görsem tanırım,ismini hatırlamasam bile servistendi derim ama nasıl olduysa bu kızı hatırlayamadım.Sessiz sakin bir kızdı.Diğerleri gibi gürültücü değildi.Hatırladıklarım da zaten gıcık olduğum gürültücü tayfa.Günün sonunda hatırladım ya kızı artık unutmam.Bu gece de güzel uyurum :)
24 Temmuz 2016 Pazar
Belki De
Gel de bu sese bayılma.En az bir hafta bu şarkıyla yatar kalkarım artık :)
VideoTürkçe altyazılı ama vurgular yanlış olmuş.Yine de canlı olduğu için izlenir ve dinlenir.
İyi seyirler ^^
VideoTürkçe altyazılı ama vurgular yanlış olmuş.Yine de canlı olduğu için izlenir ve dinlenir.
İyi seyirler ^^
Gerçeklerden Uzaklaş,Müziğe Yaklaş
Son zamanlarda Uzakdoğu müziklerine sardım.Uzun zamandır bu denli ilgilenmiyordum.Anladım ki sadece bu müzikler veya bu dilde izlediğim şeyler beni dünyadan koparabiliyor.Gerçek hayattan uzaklaşmak için birebir ya da biraz nefes alıp tekrar hayata adapte olabilmek için.Yıllar önce neden bu denli uğraştığımı anladım.Gerçek dünya acımasız çünkü.Gerçek dünya kötülüklerle dolu.Her gün insanların sahteliklerini gören biri için dayanılmaz oluyor bu gerçek dünya.O yüzden de oyalanacak bir şey lazım.Gerçeklerden bir nebze de olsa uzaklaştıracak bir şey lazım.Ben bunu Uzakdoğu kültürüyle sağladım.Japonca,Korece öğrenmeye başladım.Lisenin sonlarında,üniversitenin başlarında dizi,anime izledim.Ama en iyi gelen şey tabii ki de müzik oldu.Bu aralar da eski şarkıların günümüz sanatçıları tarafından söylenen versiyonlarını keşfetmekle meşgulum.Aslında bir yandan kitap bitiriyorum,bir yandan tarihi araştırmalar yapıyorum.İşte arada da şarkı keşfetmekle oyalanıyorum.Bir yandan çeviri yapmak da istiyorum ama şimdilik bu konuda üşengeçliğim üzerimde.Bir ara o hava da gelir herhalde :)
Şimdi geçen gece keşfettiğim şarkıyı paylaşayım.Sesi bir Yim Jae Bum'unki kadar olmasa da yine de sevdiğim türden :) İnsanı en neşeli anında üzer bu şarkılar cidden.
Şimdi geçen gece keşfettiğim şarkıyı paylaşayım.Sesi bir Yim Jae Bum'unki kadar olmasa da yine de sevdiğim türden :) İnsanı en neşeli anında üzer bu şarkılar cidden.
Orijinal hali Shin Seung Hoon'a ait ama ben Jung Joon Young'a daha çok yakıştırdım.
Gerçek dünyaya kısa bir ara ;)
21 Temmuz 2016 Perşembe
Çok Da Takmamak Gerek,Ne Dersin ?
Güne kötü rüyalarla başladım ve kötü de geçti günüm.Etkilerinden kurtulmak için saçma sapan şeyler açıp izledim,güldüm.Kafamı dağıtmaya çalıştım ama şu saatte rüyamın bir kısmı geldi aklıma.Rüyada gördüğüm iki şey gerçekleşti ama bu diğeri gerçekleşmesin.Belki de gerçekleşmiştir,bilmiyorum.Haberim bile olmayabilir gerçekleştiğinden,öyle bir durum işte.Önemli bir mevzu olmasa diğerleri gibi geçiştirirdim ama şu an için gerçekten önemli.Elim kolum da bağlı,soramıyorum.Sadece bekliyorum.Beklediğim o şeyle birlikte rüya tüm etkisini yitirecek ama şimdi içim içimi kemiriyor.Bakalım ne olacak ?
Yazacak çok şey var ama susmam gerek.Susmayı öğrenmem gerek.Sadece şunu söyleyebilirim : İnsanlardan çok soğudum.Yine de az da olsa bir umut var içimde.Bu da bana kalsın,bitmesin.
2 belki de 3 yıl önce keşfettiğim şarkılardan biri ''Once Again The Night ''. Arada bir aklıma geliyor.Yakında tamamını çevireyim de içim rahat etsin.
Yazacak çok şey var ama susmam gerek.Susmayı öğrenmem gerek.Sadece şunu söyleyebilirim : İnsanlardan çok soğudum.Yine de az da olsa bir umut var içimde.Bu da bana kalsın,bitmesin.
2 belki de 3 yıl önce keşfettiğim şarkılardan biri ''Once Again The Night ''. Arada bir aklıma geliyor.Yakında tamamını çevireyim de içim rahat etsin.
Jeong Dong Ha -Once Again The Night
Nakarat Çevirisi
Bu gece,bu gece bir kez daha
Seni görebilirsem eğer
Tüm,tüm sevgimi
Sana vermek istiyorum
8 Temmuz 2016 Cuma
Bu Da Geçer
Başlarda durumdan kaçmanın verdiği bir acı vardı, sonra eline geçen fırsatı iyi değerlendirememenin acısı oldu.Şimdilerde aylardır tekrar eden durumların acısı var.Aslında onu da aştım iyice ama az da olsa etkisi sürüyor.Hani bu yıl bir önceki yıla göre daha iyi olacaktı ? Söz vermiştim kendime.Aslında daha iyi ama hala istediğim düzeyde değil.Tam her şey normale dönüyor diye düşünürken bir anlaşmazlık çıkıyor ortaya.Sonra tekrar her şey başa.Tarihler ne kadar da uyumlu geçen yılla.Bazı aylardan nefret etmeye başladım bu uyumlarından dolayı.Geçen yıl da Temmuz'un başlarında dalgalıydı hayatım,yine öyle.Biliyorum,düzelecek yine ama her tekrarda bir şeyler eksiliyor ve her tekrar uzaklaştırıyor bir şeyleri.
5 Temmuz 2016 Salı
Merak Ediyorum Ne Olacak ?
Çabalıyorsun,çabalıyorsun ama bir an geliyor ki o çabanın bir hiç olduğunu görüyorsun.Sonra içinde bir burukluk kalıyor.Değmediğini görüyorsun ama kendini yine de çabalamaktan alamıyorsun.Çünkü öyle bir insansın,bunu değiştirmek biraz zor.Her şeyi mümkün kılabileceğini düşünüyorsun çabalayarak ama bazı durumlarda hiç işe yaramıyor hem de hiç.Bu haldeyken Nazım Hikmet'in bir sözü imdadımıza yetişiyor : ''Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak.Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.''
'' Yaşadığın sürece her şey değişebilir, her şeyi değiştirebilirsin '' derim kendime sık sık.Ama olmuyor.Bir konu üzerinde bunu çok denedim ama olmuyor.İstediğim şeyi çabamla elde edemiyorum çünkü sadece bana bağlı bir durum değil.İnsanlık söz konusu.İnsan ilişkileri söz konusu bu yüzden tek benim çabamla olmuyor.Bazı zamanlar bu durumlar çok canımı sıkıyor.Öyle ki tüm insanlarla iletişimimi kesesim geliyor.Ama bazı zamanlar da,düşününce,''Boşver'' diyorum kendime, '' Kendini nasıl mutlu hissediyorsan öyle yap.'' Sonra tekrar '' Neden kendinden bu kadar ödün veriyorsun ki ? '' diyorum ,yine canım sıkılıyor ve sonra yine iyi bir düşünme hali geliyor.Sürekli aynı tekrarlar oluyor.Bir öyle bir böyle.Yaşamak zor insanlar içinde,insanlığın kalmadığı şu ülkede.Birilerini sevmek,birilerine aşık olmak,birilerine güvenmek zor.
İçimde yine çok şey birikti ama evde yalnız kalıp düşünemiyorum bu aralar.Misafirlerimiz var ama benim de yalnızlığa ihtiyacım var.Merak ediyorum ne olacak ?
'' Yaşadığın sürece her şey değişebilir, her şeyi değiştirebilirsin '' derim kendime sık sık.Ama olmuyor.Bir konu üzerinde bunu çok denedim ama olmuyor.İstediğim şeyi çabamla elde edemiyorum çünkü sadece bana bağlı bir durum değil.İnsanlık söz konusu.İnsan ilişkileri söz konusu bu yüzden tek benim çabamla olmuyor.Bazı zamanlar bu durumlar çok canımı sıkıyor.Öyle ki tüm insanlarla iletişimimi kesesim geliyor.Ama bazı zamanlar da,düşününce,''Boşver'' diyorum kendime, '' Kendini nasıl mutlu hissediyorsan öyle yap.'' Sonra tekrar '' Neden kendinden bu kadar ödün veriyorsun ki ? '' diyorum ,yine canım sıkılıyor ve sonra yine iyi bir düşünme hali geliyor.Sürekli aynı tekrarlar oluyor.Bir öyle bir böyle.Yaşamak zor insanlar içinde,insanlığın kalmadığı şu ülkede.Birilerini sevmek,birilerine aşık olmak,birilerine güvenmek zor.
İçimde yine çok şey birikti ama evde yalnız kalıp düşünemiyorum bu aralar.Misafirlerimiz var ama benim de yalnızlığa ihtiyacım var.Merak ediyorum ne olacak ?
1 Temmuz 2016 Cuma
Yim Jae Bum'lu Çeviri
Bugün biraz çeviri yapayım dedim ve birkaç şarkı çevirip yükledim.Burada da sesini çok beğendiğim Yim Jae Bum 'u paylaşmak istedim.Çoğu Uzakdoğu sever popüler kültürle ilgilenirken ben daha çok eskileri keşfetmeyi seviyorum.
İyi Dinlemeler ^^
Yim Jae Bum - For You
Belki de biz karışık bir kaderin içindeyiz
Diğer insanlarla birbirine dolaşmış
Her gün senin için daha fazla borç duyuyorum
Bunu geri ödemek mümkün değil
Bazen sevgili gibi bazen yabancı gibi
Sürekli bu şekilde yaşamak iyi mi ?
Hatta tüm bu hatalar ve sık sık ayrılıklardan sonra bile
Sen hep oradaydın
Bu dünyada beni yaşatabilecek
Tek kişinin sen olduğunu biliyorum
Pişman olmadan yaşamak için
Sana tutunmam gerekiyor ama ...
Benim kaba düşüncelerim ve endişeli gözlerim
Sen hepsini gördün
Bu muhtemelen savaş gibi aşk
Çünkü ben tehlikeliyim,çünkü seni seviyorum
Senden ayrılmak için gidiyorum
*2
Senin için gidiyorum ...
Çeviri : Feta
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)