İşte bu özelliğimi tam olarak 8 yaşımda keşfettim öğretmenimizin verdiği bir ödevle ...
Herkes sınıfın kitaplığından bir kitap seçip okuyacak ve sınıfa anlatacaktı.Aldım kitabı,başladım okumaya.Ama nasıl okumak....Kitapla bütünleştim resmen.İçinde çizimleri olduğu için karakterleri gözümde canlandırma işi de kolaylaşmıştı.Okurken hop oturup hop kalkıyordum.Bir sonraki olayı sabırsızlıkla bekliyordum.Nihayet kitap bitmişti ama bende bıraktığı etki çok büyüktü.Hemen sınıfta anlatmak istiyordum.Ödev günü geldi çattı,öğretmenimiz o mükemmel soruyu sordu : '' İlk kim anlatmak ister ? '' :D Ben hemen atladım,'' Örrtmenim (o zamanlar öyle diyordum ) ben ,ben '' :D Çıktım tahtaya,anlatıyorum kitabı.Anlatmak ne kelime her satırını tek tek söylüyorum.Tabii kitabı okurken içimde oluşan o coşkuyla.Bir ders boyunca ben kitabı anlattım.Büyük bir zafer kazanmış gibi hissediyordum
kendimi.Yüz kere bin kere daha anlat deseler anlatırdım aralıksız(demediler tabii :p ).Artık kitabı, kitaplığa geri koymanın vakti gelmişti ama elim hiç gitmiyordu.İşte o zaman öğretmenim kitabı bana verdi :D Yıllardır saklıyorum ve her yıl birkaç kere okuyorum bu kitabı,Klodin'in Serüvenleri'ni ... Okurken yıllar öncesine gidiyorum her seferinde biraz daha değişmiş olarak ...
Gül çizimi öğretmenime ait :) |
Bu olaydan sonra baktım ki cidden özet hiç bana göre değil.Rüyalarım bile ayrıntı dolu.Hal böyle olunca anlatacağım bir şeyi kitleye göre ayarlamaya karar verdim.Eğer çabuk sıkılacak birileriyse karşımdaki hiç anlatmam.Aslında anlatabilirim ama zevkli olmaz.O zaman ne gerek var içimdeki o güzelim coşkuyu söndürmeye ? Ama benim gibi hem dinlemeyi hem konuşmayı seviyorsa ve ruh hali de uygunsa kim tutabilir ki beni ? :D
Dipnot : Bloğumun adına katkılarından dolayı Klodin'e teşekkürü bir borç bilirim :) Klodin,o güzel Güneş Köşkü'nde hep mutlu ol ...
Dipnot : Bloğumun adına katkılarından dolayı Klodin'e teşekkürü bir borç bilirim :) Klodin,o güzel Güneş Köşkü'nde hep mutlu ol ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder