Candy

Candy

27 Aralık 2019 Cuma

Geçen Yıl,Gelecek Yıl

Bir yıl daha bitiyor.Yaklaşık iki hafta sonra bir yaş daha büyüyeceğim.Hayatımın ilk çeyreğini de böylelikle bitirmiş olacağım.O zaman geldiğinde daha çok sorgularım hayatımı.Şimdi yıllık sorgulamama başlamak istiyorum.Kötü biten bir yılı kötü bir başlangıçla açmıştım.İyi kötü idare ederken sonlarda genel olarak mutluydum.Şimdi yine değişen bir koşulla baş başayım.Üzgünüm biraz.Başta kabullenmek zor oluyor ama nedense alışmam da çok zamanımı almıyor.Bazen aptallık ettiğimi düşünüyorum.Yani olmayacak şeylerin hayalini kurmak biraz aptallık oluyor.Ama hayalsiz de yaşayamam.Bunca stresin bedenime bir yılda yaptıklarından bahsetmiyorum bile.Artık çok da önemsemiyorum.Olduğu kadar.Bu yıldan öğrendiğim en önemli şey, değer görmediğini hissediyorsan uzaklaş,bırak o insanları.Öğrendim ama uygulayamadım.Seneye uygulamasını da öğrenirim.Hayatta düsturum zaten böyleydi ama son yıllarda sevdiğim insanlara kıyamamaya başlamıştım.Sanırım böyle olmaya başlamamın nedeni de hayatın ne kadar kısa olduğunu idrak etmemdi.Yanlış bir uygulama yaptım.Evet hayat kısa,bir anda kestirip atılmamalı sevgi bağları ama karşı tarafı kendinden fazla düşünmemelisin.Böyle böyle büyüyoruz işte.
İş yerinde çoğu zaman eğlendim.Arada bir sürü saçmalıklar yaşanmış olsa da ekip arkadaşlarımı sevdiğimden o saçmalıklar uçup gitti.Birlikte çalıştığın insanlar çok önemli.Geçen el birliğiyle beni yönetici yapmak için uğraştılar.Aslında çok isterim.İyi yapacağıma şüphem de yok.İle bir ciddiyet geleceğini de düşünüyorum.Ama buradan gitmek istediğimden yanaşmıyorum.
Gönlüm yorgun.Birgün iş yerinde biri dedi ki :''Hocam, insanın gönlü yorgun olmasın,geri kalan her şey halledilir.'' Bu yıl gönlüm çok yoruldu.O yüzden her şeyi akışına bıraktım her zamanki gibi.Yeni yıldan bir beklentim çok yok.Sadece kar yağsın istiyorum o gün.Arkadaşımla karda yürümek istiyorum.O uzaklara gitmeden önce beraber yapma fırsatı bulamadığımız bu yürüyüşü yapmak istiyorum.Zaten çoğu şey yarım kaldı,yarım kalacak.
Son zamanlarda bir de organik tarım ilgimi çekmeye başladı.Elimde üç adet yerel tohum var şimdilik.Bir şeyler yapmak istiyorum.Çocukluğumda bahçe işleri ile uğraşmayı çok severdim.Hala da öyle ancak uygulayacak zaman ve alan yok.Bu yaz memlekete,köye gidersem birkaç araştırma yapmayı planlıyorum.Dedemden tohum alabilirim.En azından şimdilik saksılara ekerim.Çocukken bitkilere dair çok şey bilirdim.İsimleri,ne işe yaradıklarına dair ama ortaokul,lisede köreldi bu yönüm.Hem köye gitmemezlikten hem de sınavlara hazırlıktan.O yüzden tekrar özüme dönmek istiyorum.Doğayı,yeşilliği seven bir insanım.Bu yıl bunun yokluğunu çok çektim.Bir ormana bile gidemedim.Edirne'de olsaydım öyle mi olurdu.Ayda bir bisiklet turuyla ormana giderdim.Hey gidi üniversite yıllarım.İşte bu yıl kendimi böyle toparlamaya karar verdim,bakalım.
Herkese mutlu yıllar dilerim.Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle...


19 Kasım 2019 Salı

İşler Güçler ve Şiir

Pazar günü saçlarımı kestirdim.Kısacık oldular.Tüm kırıklar tek bir makas kesişiyle gitti.Rahatladım ama umarım bakımını bu sefer yapabilirim.
Haftasonum spor yapmakla geçti.Bisiklet sürdüm,tenis oynadım.Eğlendim bayağı.Evde olmayı çok seviyorum ama artık kafam çok rahat değil.O yüzden eve ne kadar geç girersem o kadar iyi.Direkt gelip uyumak mükemmel bir şey ama psikiyatristlere göre bu depresyon belirtisi olabilir.Olsun.Zaten aklıma bu aralar geçen yılın bu zamanları gelip duruyor.Sorgulamalarım başlıyor.Çok ama çok zor bir dönemdi.Üzerine iyi kötü çok şey yaşandı.Ama zamanı tam bir yıl öncesine alıp gerçeklerle yüzleşmemeyi isterdim.İnsanlara güvenimin yitip gitmemesini isterdim.Hiçbir şey eskisi gibi olamıyor.O coşkulu halim,ne güzeldin.Neyse ,yine bir hüzün yaratmayayım geçmiş gitmiş şeylerden.
İş yerinde mobbing devam ediyor.Sıktılar iyice.Benim üzerimde başlayan mobbing süreci tüm ekip arkadaşlarıma sıçradı.Ceza vermekle tehdit ediyorlar.Zaten zamanında verdiler.Yemek cezası.Böyle saçma bir şey ben görmedim.24 saat nöbet tutan insanlara yemek cezası vermek bir bizim ülkeye has bir şeydir sanırım.Böyle işle ilgili sorunlarımdan çok bahsetmiyorum ama bir dönem beni yıldırmışlardı.Sağlık sistemi çok kötü.Hekimin hekime uyguladığı mobbingi kimse aşamaz herhalde.Sırf üstün görünmek için ezmeye çalışmak nedir? Amaç hastalara yardım etmek olmalıyken bizimle uğraşan o gereksiz hekimler ve yöneticiler,sizlerle meslektaş olduğum için utanıyorum.Keşke insan olabilseydiniz...

Bir şiir var.Deniz Durukan'ın Aşşşk şiiri.Bir iki dizesine bayılıyorum.
                          Kaldır eteğini ayla!
                          Aşk hiçbir şeydir,beraber uyumaksa tecrübe...

                          Ayla! Bazen atlamak istiyorum aşağıya


                     Gecikmeli de olsa Orhan Veli'mi analım ...

13 Kasım 2019 Çarşamba

Birkaç Şey

Kaç kere yazdım da yayınlamadım.Hayatımda çoğu şey yolunda gidiyor.Hatta bu durum beni bayağı şaşırtıyor.Ama geçen o kadar beklentiye girmiştim Parazit filmini izlemek için olmadı.Benim yaşadığım yere film gelmedi.Ben de arkadaşıma dedim.Senin yanına geliyorum,beraber o filmi izleriz diye.İkimiz de Uzakdoğu'yu severiz ve kırk yılda bir onunla etkinlik yapacaktık ama şansa benim gittiğim günün ertesi filmi vizyondan kaldırdılar.Bir hafta bile durmadı.Recep İvedik vb. filmler varken durdururlar mı ? Diyorum ya ne zamandır onunla birlikte bir şeyler yapmıyorduk ve bence bu bize iyi gelecekti.Olmadı ve ister istemez yüzüm düştü.Bir de ne zamandır lafı geçmeyen bir konu açıldı.Açılıp hemen kapandı aslında ama çok etkileniyorum nedense.Beni öyle düşüncelere boğuyor ki o kelime.Hüzünleniyorum.Geleceğimi düşünüyorum.
On gün önce bir başka arkadaşımla günübirlik Kapadokya turuna katıldık.Tur bize göre değilmiş onu anladık ama ben yine de eğlendim.Dağa taşa tırmandıkça tırmandım.Zirvelere çıktım.Nasıl rahatladım anlatamam.Ama bir daha turla bir şey yapmam.İnsanların saatlere uymaması,boş vakit bırakmamaları iyi olmadı.Bir ara ekip Asmalı Konak'ı gezerken biz de arkadaşımla ayrılıp güzel bir mekanda çayımızı,kahvemizi içip manzarayı seyrettik.
Daha bir sürü şeyler oldu da yazmaya üşeniyorum.Bu havalar beni mahvetti.Hep bir yorgunluk var üzerimde.Güzel olan her şey bizlerle olsun.Hayatınızdan huzur eksik olmasın.


13 Ekim 2019 Pazar

Son Zamanların Kısa Raporu

Zar zor iki nöbet arası beş gün boşluk ayarlamıştım ve bir arkadaşıma gidecektim ama unutmuş beni.Başkalarıyla plan yapmış,müsait değilmiş.Önceki hafta geleceksin sanıyordum diyor.Sormadı sandığı şeyi.Kırıldım bu duruma... 

Annemle babam geldi yanıma bu hafta,iki gün önce gittiler..Feci hasta oldum.Çok yoğun bir dönemden geçince bünyem dayanamadı.Onlarla istediğim gibi ilgilenemedim ama yine de birkaç yeri gezdirdim.Evde ne güzel yemekler pişti.İştahım çok yoktu ama yemeye çalıştım.Kilo verdim iyice.Yanaklarım çöktü.Bugün biraz daha iyiyim ama sesim çok kötü hala ve öksürmekten kaslarım ağrıyor.

Dağa,taşa,yeşilliğe gitmek istiyorum ama uzak bir yer olmasın istiyorum.Öyle bir yer bulamıyorum.Telefonumu da kapatıp kimseyle irtibata geçmeden birkaç gün mü ayarlasam kendime deyip bir sürü alternatife baktım ama iş dallanıp budaklandı.Beni yormayacak şeyler istiyorum.En sonunda vazgeçtim.Konser,tiyatro arayışına girdim.Kendi başıma kalmaya ihtiyacım var.Moralimi bozdu o arkadaşımın yaptığı.

Kath Bloom -Come Here dinliyorum.Beni yıllar öncesine götürüyor.Zaman ne çabuk geçiyor.Oysa o anılarım hemen köşe başında bekliyor gibiler.Bir şeyler umduğum,bir şeylerin olmasını istediğim zamanlardı.Olmadı ama oldu gibi bir illüzyon yarattı.Ah,neyse.


30 Eylül 2019 Pazartesi

Geçmişin Naifliği

Aklıma bir anda lisedeki edebiyat öğretmenim geldi.Tüm sınıfa kendi belirlediği kitapları aldırırdı.Daha sonra okuduklarımızı anlattırıp kimin ilgisini çekerse o kitap değiş tokuş yapardık.Çok eğlenceliydi.Birgün kitabımı istedi benden.İva Andriç'in Drina köprüsü.Ve ilk sayfasına,bana özel çok güzel şeyler yazmıştı.Yıllar sonra iki şey dışında aynı kalacaksın.Okuduğun kitaplar ve biriktirdiğin insanlar diye başlayan bir yazıydı yanlış hatırlamıyorsam.Kitapla da insanla da değişim oluyor ama kastettiği başka bir şeydi.Şimdi geçmişe dönüp bakıyorum da ne kadar haklıymış görüyorum.Değiştim ama özüm hala aynı.İşte bu aralar o özü ortaya çıkarmam gerek.İhtiyacım var ona.O çalışkanlığıma,o kimseyi umursamama ve kabuğuma çekilmeye...Aslında dışarıdan çok aktif,sosyal görünsem de içeriden hep insanlara karşı duvarım vardı.O duvarları yıkmayacaktım işte.Neyse olan oldu.Sevgili Edebiyat öğretmenim,bir de şu sözünüzü hiç unutamıyorum.Bu çağda niye bir şeyleri hafızaya kodlamak,ezberlemek için uğraşıyorsunuz ki her şey elektronik ortamda var zaten.gidin bir tıkla her şeyi öğrenin ya da açın kitaplara bakın.O yüzdendir artık hafızama bir şeyleri atamamam.Ama ben çok abarttım bu olayı.İzlediğim,etkilendiğim filmleri,okuduğum kitapları bile unutuyorum hemen.Oysa ben kitaplardaki tek bir ayrıntıyı bile atlamazdım.Özet geçmek diye bir kavram yoktu lügatımda ama şimdi bu haldeyim.Her sözünüzü bu kadar dikkate almamalıydım :) Yine de hala yazışmalarımı,yaşanılan,konuşulan hiçbir şeyi unutamıyorum.Bununla yaşamak da zor,ayrıntılarda boğuluyorum.Bunun yerine o kitapları,filmleri aklımda tutmayı yeğlerdim.
Dün canım arkadaşım Cahit Sıtkı Tarancı'nın Desem ki şiirinden bir bölüm attı.O an çok etkilendim.Uzun zamandır ilk kez bir şiir bam telime dokundu.

Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.



25 Eylül 2019 Çarşamba

Soğuk Günler

Kış geliyor... 
Soğuk ve rüzgarlı havaları hiç sevmiyorum.Kışın modum o kadar düşüyor ki alışverişe bile çıkasım gelmiyor.Bugün hava yağmurluydu.Kaloriferleri açtım.Kahvaltıdan sonra ders çalışmaya başladım.Geçen gece nöbette sıkıntılı olaylar yaşadım ve buraya,insanlara daha fazla katlanamayacağımı anladım.Nöbet ertesi eve gelip uyudum.Uyandığımda karşı duvarda ''Tus'' yazıyordu.Daha önce görmemiştim o yazıyı.Evren bana çalışmam için mesaj gönderiyor herhalde diyerek bugün çalışmaya başladım yeniden.Umarım bu sefer düzgün yapabilirim.Umarım bu sefer işten ve başka nedenlerden dolayı sekteye uğramaz.
Hayatımda diğer şeyler iyi bir şekilde ilerliyor.Her şeyi unuttum.Herkesi affettim.Yaptığım aptallık belki ama gönül yorgunluğu da çok zor.Unuttum,affettim derken aslında kastettiğim her şeyi boşverdim.Yoksa unutulmuyor ki ...Güzel birkaç gün geçirdim.Eğlendim,içimdeki coşkuyu yakaladım yine.Benim için önemli olan o coşku.O bitsin istemiyorum.Durup dururken sırıtıyorum.Öyle güzel bir kıvama geldim.Böyle sürsün.
Teniste de kendimi ilerletiyorum.Dün yine oynadım.Hoca çok beğeniyor.Bazen toplara yetişemiyorum ama hoca mücadeleni beğendim diyor.Genelde kadınlar çok koşmuyormuş.Benim avantajım koşmakmış.Cuma günü yine gideceğim.Kendimi geliştirmem lazım.Haberi olmadan biriyle yarışıyorum hahah beraber oynayacağımız zaman iyi olduğumu görsün istiyorum.
Güzel günler sizinle olsun ;)

10 Eylül 2019 Salı

Sevda Kuşun Kanadında

Çok zaman oldu buraya yazmayalı.Aslında yazdım ama yayınlamadım.Birkaç gezi yaptım,sırf onların fotoğrafını yüklemeye üşendiğim için yazdıklarımı sildim.Tabii anlattıklarım sadece gezi değildi.Yaşadığım her şey vardı o yazılarda.Aşk,iş,aile hepsi.Büyük kızgınlıklarım oldu.Kırıldım çokça.Mutlu zamanlarım da oldu ama içimde bir şeyler kopup gitti.Herkese,her şeye karşı oldu bu.Bu durumları çözebilmek için kart attım önlerine ama görmediler,umursamadılar.Ben de boş verdim.Kırıcı konuşmalar,anlaşılamayan ben ya da anlamak istememeleri bilemiyorum.Hayat, ilişkiler açısından çok zor geçti benim için.Dün hislerimin azaldığından bahsettim,tekrar canlansınlar istiyorum dedim.Yüz yüze konuşalım denildi.
Bugün bir defter geçti elime.Yıllar önce yaşadığım o iki günü tüm ayrıntılarıyla yazmışım.Okurken ağladım.Çünkü içinde aşk vardı.Beni sevdiğini söyleyen biri vardı.Defterden bahsettim,heyecanlandı.Okumak istedi.Normalde okutmazdım ama okusun.Bana,beni,benim düşündüğüm gibi sevmediğini söyleyen birinin yapacağı,diyeceği şeyler değil onlar.Ve yaşanan onca şey...Anlayamıyorum.Neden bu kadar karışık her şey anlayamıyorum.Bana o lafları deyip benim için yaptığı güzel şeylere ne demeli? Gönül ilişkileri böyle mi olmak zorunda? Kaç yıllık ömrümüz var sanki,niye böyle heba olup gidiyor yıllar ? Artık onu ,yaptıklarını anlamak istemiyorum.Psikolojisinin derinlerine inerek onu hep anlamaya çalıştım.Sevgi her şeyden üstündü hani,her şey onunla mümkündü.Yalan hepsi.Sevmek de yetmiyormuş ... 
Kasvetli bir giriş oldu,kusura bakma.Güzel şeyler de olmadı değil.En yakın arkadaşım Kıbrıs'tan geldi.Birkaç gün birlikteydik.Benim nöbetlerimden dolayı onunla çok ilgilenemedim ama İstanbul'a gittiğimizde çok eğlendik.Bir arkadaşımız evlendi.Kınasına gidebildik.Kına konsepti 80'ler pop olacaktı.Ona uygun kıyafet seçtim.Tam kafa yapıma uygun bir kıyafet.Düğünlere gitmeyi normalde hiç sevmem.Herkes abiye giyip abartılı süslenir ama bu kına öyle değildi.Çılgınlar gibiydik.Erkek tarafı garipsedi biraz hahah hatta şarkıları değiştirmek istediler sürekli.Yine de günün sonunda yorgun ama mutluyduk.Hep mutlu olsunlar.
Tenise gidiyorum nöbet ertesi olduğum günlerde.Yorgun oluyorum ama kafam dağılsın istiyorum.Oyunumu da geliştirmeye başladım.Ama arada bozuluyor yine.Devamlılık şart.
Güzel bir sonbahar olması dileğiyle ...


12 Temmuz 2019 Cuma

Bir Film,Bir Japon ve Ruhumun Halleri

Günlerdir değişik ruh hallerine girdim,çıktım.Bu sefer daha başka,çözülse de her şeyin eskisi gibi olmayacağı bir çıkmazdayım.Zaten ben çabaladıkça battık.Sonra bıraktığımda olumlu gelişmeler oldu gibi,unutmaya karar verdik.Ama unutulmaz ve söylenmemiş sözlerin varlığı ciddi bir şekilde hissediliyor.Zor ,çok zor bir durum.Son günlerde iş yerimde de sıkıntılar olmaya başladı.E iyice bunalınca kendimi tenise verdim.Oradaki arkadaşlarla görüştüm,eğlendim.Oradaki bir arkadaşım da depresyondayım deyip işinden dert yanıyordu.İkimiz birbirimizi teselli etmeye çalıştık.Bayram için tatil planı yaptık ama bakalım benim iznim olacak mı? İşe dair sorunları bir şekilde hallederim de diğer meselede ne yapacağım? Bazı kararlar almıştım ama saf gibi ufak iyi bir işarette dayanamıyorum,aman boşver deyip tekrar anı yaşamaya,mutlu olmaya odaklanıyorum.Nereye kadar böyle sürer onu düşünüyorum işte son zamanlarda.Düşündükçe geriliyorum ve sorguluyorum.Çıkamıyorum işin içinden.Neyse bu dönemimi dışarıda,arkadaşlarla geçirsem çok iyi olacak.Zaten bir sürü planlar yaptık.Bana bisiklet de bakacağız.Geçecek yani bu dönem de bir şekilde.Ne kışınki gibiyim ne de birkaç yıl öncesi gibi...
Geçen bir arkadaşım Japon bir sanatçının resmini attı.''Aynı sana benziyor.'' dedi.Geçen yıl da çok sevdiğim arkadaşım atmıştı aynısını.O sanatçının şarkılarına sardım son günlerde.Çok güzel sesi
Mariya Takeuchi
(Uzak Doğu en sevdiğim kültür ve böyle bir sanatçıya benzetilmek waaoov)
var,şarkıları da çok iyi.Ama algıda seçicilik mi desem ne desem bilmiyorum.Bu çalkantılı dönemimde onunla ilgili çok şey oluyor.Neden o resim atıldı da geçmişe gittim ya da neden tenisteki arkadaşlarım ondan bahsetti ? 

Bir film izledim.''Eternity and A Day'' Çok beğendim.Bazı yerlerde birebir kendimi gördüm.Mesela kadının kocasına mektup yazdığı yerler.Ben de bu tarz şeyler yazmayı çok severim ve kadının ''Ah Aleksandr'' deyişi gibi benim de ahlarım oluyor.Pişmanlıkları,bir şeylerle yetinmeye çalışmayı ama bunun insanı zorlamasını,kişinin kendi içine yolculuğunu anlatıyordu.Bazı replikleri beni benden aldı.Kadının kocası için mektupta yazdığı şu cümle mesela:''Beni düşlediğini düşlemeye cesaret edemiyorum.'' Kocası dediğim filmin başrolü ve şair.Kadın,kocasının boş anlarını yakalamaya çalışıp birazcık sevilmeyi hissetmeye
İnsan neden öğrenemez sevmeyi?
(Eternity and A Day)
çalışıyordu.Tamam, kocası zaten kadını seviyor ama kadınlar için bunun sürekli hissedilmesi lazım.Bir kadın çok aşıksa zaman kollayıp aşk dilenir ve hep bekler.Garip oldum bu sahneleri izleyince.Kadın,kocası tarafından merak edilmek istiyordu.Şu kısımda da kendimi gördüm.Bir şeyleri dile getirmeden bir köşede sessizce durup merak edilmeyi beklemek... Çocukluğumdan beri öyleyim ben.Kimseye bir şeyimi çaktırmayaya çalışırım.Onlar anlasınlar isterim ama yok olmuyor öyle.Hiç sağlıklı bir durum değil ama iyi ki ikili ilişkilerimde sorunlarımı direkt dile getirip çözmeye çalışıyorum.O konuda içimde tutamam bir şeyleri.Neyse filmdeki diğer replikler de şöyleydi: ''İnsan neden öğrenemez sevmeyi? '', ''Ona gözden ibaretmişim gibi baktım.Ona elden ibaretmişim gibi dokundum.'' Beni çok etkiledi film.Zaten yönetmeni çok ünlü bir Yunan yönetmen olan Theodoros Angelopoulos imiş.Filmi sanırım iki yıldır listemde tutuyordum.İyi ki izlememişim önceden yoksa filmde anlatılanları pek anlamazdım.Bu arada müzikleri de harika.O müzikler için bile izlemeye değer.






5 Temmuz 2019 Cuma

Kısa Bir Ara

Dört gündür İstanbul'daydım.Çok sevdiğim üniversiteden bir arkadaşımın düğünü vesilesiyle gittim ve birçok arkadaşımla buluşup gezme imkanım oldu.Çok konuşmaktan boğazım ağrıdı.Nasıl özlemişiz birbirimizi .Herkes bir yıl içinde yaşadığı şeyleri anlattı.Düğün de çok eğlenceliydi.Normalde düğünlerden nefret ederim.Kesinlikle bana uygun bir ortam değil ama arkadaş düğünü çok başkaymış.Bildiğin müzikli bir akşam yemeğinde buluşma gibiydi.Tabii gençler olarak oyunlara da katıldık.Zaten klasik birkaç düğün şarkısından sonra bize hitap eden şarkılar çaldı.Nasıl saçma hareketlerle dans ettik görmeliydiniz.Dans etmek kesinlikle süper bir aktivite.Kafana göre yapacaksın ama.Müziğin ritmine kaptırıp gideceksin ve hiçbir şeyi düşünmeyeceksin.Daha sonraki gün eski ev arkadaşımla ve dönem arkadaşımla buluşup gezdik.Kore yerel kıyafetlerini denedik bir mekanda.Çok eğlendik.Geze geze Ortaköy'e kadar geldik.Orada bir arkadaşa veda ettik.Sonra yanlışlıkla Kadıköy'e gittik.Ben teknolojiyle olan arızalı ilişkimi kartla geçiş yapılan sistemde de gösterdim.Onu da bozdum yanlışlıkla ama düzeltmeyi başardık bir şekilde.Üsküdar yerine Kadıköy
 vapuruna da buradaki karmaşadan dolayı bindik.Ama iyi ki 
binmişiz.Kadıköy'de çok güzel bir yer keşfettik.Maziye doğru uzanan bir kafe.Eski evler gibiydi içi.Dantelli örtüler vardı.Duvarda eski gazate parçalarından tablolar vardı ve eski sanatçıların portreleri.Eski şarkılardan alıntılarla da süslenmişti bu duvarlar.Bir başka odada plaklar vardı ve satışı yapılıyordu.Arkadaşım için bir tane aldım.Bir köşeye de hatıra resmi çekilsin diye değişik eşyalar konulmuştu.Peruklar,şapkalar,gözlükler...Mekanda tek biz olduğumuzdan doya doya her yerini gezdik.Daha sonra birer çay içerken çok güzel bir şarkı çalmaya başladı.Hadi dedim dans edeceğiz.Kalktık bir de dans ettik.Çok güzel bir gündü.
Ertesi gün de başka arkadaşlarla buluştum.Aslında hep bahsettğim bir arkadaşım ,hani karışık bir durumumuz olan.Onun kız kardeşi ve kardeşinin Türkmen arkadaşıyla tanıştım.Hep beraber çok eğlendik.Onlarla buluşana kadar heyecanlı değildim ama buluşmadan önceki yarım saatte kalbim dın dın atmaya başladı.Onu görmek beni her seferinde heyecanlandırıyor ama işte karışığız maalesef.Kız kardeşi ve arkadaşı çok tatlı insanlardı.Hemen kaynaştık.Zaten ben yabancılık çekmem genelde.Bir de üniversitede yakın olduğum Türkmen arkadaşlarım olduğu için diğer kızla çok şey konuşabildik.Ben onları çok sevdim,onlar da beni çok sevmiş.Bir daha gelirsen haberleşelim,Çamlıca tepesine çıkalım dediler.Bizi kendi okullarına götürdüler.Çimenlere yayıldık,oyunlar oynadık.Bisiklet turu yaptık ve bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz.Üniversitenin içinde bir gölet varmış,oraya gittik,oturduk.Ben orada biraz sessizleştim.Arada olur bana böyle.Bisiklet turlarını tek yapmaya alıştığımdan olsa gerek.Orada
kuğuları,ördekleri,karabatakları izledik.Sonra tura kaldığımız yerden devam ettik.Küçük bir bisiklet kazası atlattım.Ben,arkadaşıma çarptım.Normalde böyle şeylerde uyuz olurdu ama bir şeyim yok dedi.Hayret ettim.Bisikletleri bırakıp Beşiktaş'a gittik.Bana okuduğu liseyi gösterdi.Birkaç anısını anlatmıştı.Onların üzerinden şu olay burada mı olmuştu,şu şurada mı diye sordum ve bildim.Onun da anılarının canlanması hoşuna gitti.Yürüye yürüye sahile indik.Dondurma yedik,bir banka oturduk.Bir çiçekçi bana gül verdi.Ama o rahatsız olmasın diye ben gül sevmem dedim, yine de çocuk bırakıp gitti.On dakika sonra geldi ,almayacağımızı söyleyip uzattım.Olsun on dakikalığına filmlerdeki gibi gülüm oldu hahah eğlendim ne yalan söyleyeyim.İşte günü orada sonlandırdık.Herkes yavaş yavaş dağıldı.Şimdi tüm fotoğraflara bakıp ne güzel eğlendim diye anıyorum.


6 Haziran 2019 Perşembe

Geçip Gidecek

Nöbetlerle geçen bir bayramı atlattım.Nöbetlerde mutluydum.Hem kafamın dağılmasına neden oldu hem de insanlarla olmak güzeldi.Nöbet bitiminde bile eve gelmedim.Orada durdum öğlene kadar.Evde kendimle baş başa kalınca bir sürü düşünce beynime uçuşuyor.Bir şeyleri bitirmenin zorluğunu yaşıyorum bu aralar.Kendi içimde bitirmenin zorluğu...Neden anlaşılmadım bir türlü çözemiyorum.Niye insanlar yanı başında duran insan için çabalamıyor da başkaları için yapıyor bunu? Hayatımda sevdiğim birkaç insan bunu yaparak beni çok incitti.İlişkimi azaltıyorum böyle olunca ama üzülen ben oluyorum.Niye böyle oluyor diye sorgulamaktan kendimi alamıyorum.Sanırım benim için zaten hep bizimle olacak,bağlarını kesmez diye bir yanılgıya giriyorlar.Olmaz.Öyle yapamam işte.Sorunlarımı dile de getirdim inanır mısın? Hani konuştukça çözülürdü meseleler? Benim hiçbir meselem çözülmüyor öyle.Konuşuyorum,o an beni rahatlatıyorlar ama sonra yine aynı şeyler.Geçenlerde ilk kez otuzlu kırklı yaşlarda olmak istedim.Herkesi anlayayım diye,her şeyi boş verebileyim diye.Yavaş yavaş olacak her şey.Yavaş yavaş büyüyeceğim.Ben kendimle varım.Daha neler neler yaşayacağım şu hayatta.Öyle hemen kendimi salamam.

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Bizim Jack


Bu aralar ne kafamı ne de bedenimi toparlayabildim.Koşuşturmaca içerisindeyim.Peş peşe nöbet tutmak bünyemi feci sarstı.Üstüne dün kan vermeye gittim.Ardından diş doktoruma gittim.Kan verdiğim kolum kıpırdayamacak halde ağrıyor.Dişlerim de yeni tel takılmasından dolayı gergin biraz.Acı veriyorlar.Bugün de bir dişim çekilecek.Tüm dişler hizaya geldiğinde çene yapıma uymazmış.Acıdan acıya koşturuyorum :)
İki gün sonra bir sınava gireceğim.İşle alakalı ,bence saçma bir sınav.Ona çalışacağım biraz.Tenise gitmeyi planlıyorum sınav çıkışı.Umarım havalar güzel olur.Son zamanlarda plan yaptığım günlerde hep yağmur yağdı ve iptal etmek zorunda kaldım.Haftaya bir Eskişehir'e gideyim diyorum.İyice tıkılıp kaldım eve.Eskişehir'de biraz turlarım.Kıbrıs'taki arkadaşım yanıma gelemeyecek.Onunla gezecektik aslında ama şartlar buna izin vermedi.Çok özlemiştim onu.Ah bu gerçekleşmeyen hayaller...

This Is Us 
Son zamanlarda sürekli Fergie'den Big Girls Don't Cry dinliyorum.Klibinde sevgilisi rolünde oynayan adam bir yerden tanıdık geliyordu.Bugün anladım ki o bizim Jack.This Is Us dizisindeki baba Jack Pearson.Ah ah Milo Ventimiglia... Dizide bu karaktere bayılıyorum.Diziyi izlerken keşke erkek olup Jack gibi bir baba olsaydım diyorum.Dizinin Türkiye uyarlaması da yapıldı,sanırım adı Bir Aile Hikayesi.Hiç izlemedim.İzlemeyi düşünmüyorum da .Jack her zaman Jack olarak kalmalı.

26 Nisan 2019 Cuma

Bahar Zamanları

Kendime yeni bir hedef koydum.Eski Feta ruhunu canlandırmam lazım.Düzgün bir şekilde hedefime ilerlemeliyim ve bol bol çalışmalıyım.
Hayatımdaki birtakım ikili ilişkiler sorunu kendiliğinden çözüldü.Bu kadar basit olacağını hiç düşünmemiştim.Nasıl senaryolar kurmuştum.Neyse ki hepsi boşa gitti,öyle olması daha iyi oldu benim için.Bir rahatlamış hissediyorum kendimi.Artık bazı konuları hiç düşüneceğimi sanmıyorum.Yeni bir bölüme geçiyorum hayatımda.
Geçen konsere gidecektik arkadaşımla ama olmadı.Biz konser başlangıç saatini dokuz sanarken meğer o saat kapı açılış saatiymiş.Konser on birde başlayacakmış.Ertesi gün işimiz olduğu ve konser için başka şehre gidip döneceğimiz için mecbur iptal ettik.Yeni etkinliklere bakıyorum ama gitmek istediklerim hep nöbetlerime denk geliyor.Şanssızlıkta benim gibi olmayın.
Havalar da bir garip.Bir öyle bir böyle.Güneş açınca mutlu oluyorum ama hava kararıp yağmurlar başlayınca enerjim çekiliyor.Bol bol güneşli günler görelim.Güneş demek serotonin demek,mutluluk demek.Güzel baharlarımız olsun ;)
Bu hafta iki film izledim.Biri The Blind Side,diğeri Match Point.İkisi de çok güzeldi.İlkinde bir çocuğun iyi bir aileyle karşılaşıp hayatının nasıl değiştiği anlatılıyordu.Gerçekmiş üstelik.Bilmeden izlemiştim ve sonunda iki kat hayran kaldım filme.Sandra Bullock'ın buradaki rolüne ve güzelliğine bayıldım.Diğer film Woody Allen'ın filmi.Nasıl gerildim anlatamam.İlişkiler üzerineydi,insanı düşüncelere sevk ediyordu.İzlerken hop oturup hop kalktım.Yine de beni etkiledi.İki filmi de tavsiye ederim.Daha fazla yazarsam spoiler verme ihtimalim çok yüksek,kendime hakim olamıyorum bu konuda.


The Blind Side

15 Nisan 2019 Pazartesi

Edirne ve Alışkanlıklar

Kaç haftadır internetim yoktu.Bugün geldi.Tüm sorunları çözdüler.Umarım bir daha sorun yaşamam.
Nisan'ın başında ailemin yanına gittim.Oradan bir günlüğüne Üniversite şehrim Edirne'ye geçtim.Nasıl özlemişim aylak mekanlarımı,arkadaşlarımı.Belli bir rutinim vardı,eski yazılarımda denk gelmişsinizdir.Onları yaptım tek tek.Nasıl bir mutluluktur bu.Nefes aldığımı hissettim.Çarşıda dolaştım biraz.Sonra bisikletçime gittim ama kapalıydı.Ben de mecbur yandaki bisikletçiden kiraladım. Kulaklığımı ve bandanamı taktım ,açıldım ufka doğru.Yüzümdeki sırıtışa engel olamadım.Kent ormanına girdim,ağaçların arasındaki o yoldan yavaş yavaş geçtim.Hayallerim vardı ,üzüntülerim,sevinçlerim vardı o yolda.'' Bu şehirde neler neler yaşadın ?'' dedim kendime.Her şey geçiyormuş işte. Karaağaç'a gidip her zamanki ağacımın dibinde fotoğraf çekindim.Ama bu sefer bana bir köpek eşlik etti.Tam telefonun konumunu,zamanlayıcısını ayarlıyorum köpek yanımda beliriyor.Koşarak ağacın dibine giderken köpek de benimle koşuyor.En sonunda birlikte güzel bir pozumuz oldu ve oradan ayrılırken ona '' Ben yokken buralar sana emanet.'' dedim.Oradan küçük kafeme gittim.Hani bazı anılarımın olduğu o kafe.Bir şarkıyı ilk orada keşfetmiştim ve bir arkadaşımla ilk orada kahve içmiştim.O zamanları andım biraz ve defterime bir şeyler yazdım.Tekrar yola koyuldum,çarşıya geldim.Bu sefer kimsenin bilmediği aylak mekanlarımı turladım.Bol bol fotoğraf çektim.Sonra sevdiğim acil asistanlarından biriyle görüştüm.Muhabbetimiz çok komikti.Susmak bilmedim.Başıma gelen her şeyi ,iş hayatımı anlattım.Bana tavsiyelerde bulundu.Sonra mutluysan boşver dediklerimi dedi.Bilemiyorum nasılım.İyiyim aslında ama çok boş geçiyor zamanlarım.İçimden bir şey yapmak gelmiyor burada.Sanırım bu çok da iyi olduğumu göstermiyor.Neyi bekliyorum bilmiyorum.Ama bir şey var içimi yiyen ve ne olduğunu bulamıyorum.Kendimi toparlamalıyım.Araya böyle bir not girdikten sonra kaldığım yerden devam edeyim.Akşam da üniversiteden arkadaşlarla buluştuk.Nasıl da özlemişiz birbirimizi.Onları görünce sanki hiç oradan ayrılmamışım gibi hissettim.Sanki hepimiz evlerimizden çıkıp bir akşam üstü toplanmışız gibiydi.Farkettim de orada bulunan arkadaşlarımın hepsi yabancıydı.İlk yılımda nerede yabancı uyruklu varsa arkadaş olmuştum.Şimdi doğudan ,batıdan ,güneyden her yerden arkadaşlarım oldu ve gerçek arkadaşlıklar.Canlarım benim.Geleceğimi ilk onlara haber verdim ve o gece kimde kalacağımın kavgasını ettiler.Biri diyor:'' Bizden önce kapmışlar .'' hahaha :D Çok önceden sözüm vardı bir arkadaşıma,ne yapalım.Çok güzel bir gündü benim için.Çok rahatladım,çok sevindim.
Buraya geldikten birkaç gün sonra başka bir şehre arkadaşımın yanına gittim.Hani garip bir ilişkimizin olduğu arkadaş.Onunla da eğleniyorum,mutluyum ama eksik bir şey var.Aramızdaki ilişkiyi ne bitirebiliyoruz ne de bir şekilde devam ettirebiliyoruz.Garip bir durum ama bunu birbirimize kendimiz yapıyoruz.Aramızda bir kısır döngü var demişti bir ara.İşte ben yavaş yavaş o döngüyü kırmaya çalışıyorum.Mesela bugün hassas olduğum bir konu gündeme geldi ve artık eskisi gibi üzerinde durmadığımı gördüm.Aşabilmişim yani.Aştıysam da artık çok önemsemiyorum demek bu.O meseleyi de ve maalesef onu da... Böyle olmasaydı keşke ama hayat ve hayat her an insana gülmüyor.Yine de eğlenebildiğim kadar eğleneceğim.Hayat kısa.Bunu zamanında yaşadığım birtakım sağlık sorunlarıyla çok ciddi anladım.O zamanlar değiştim yoksa ben hayatta böyle bir ilişki sürdürmezdim.Mutlu musun?Yeter.Beklentileri çok da işin içine sokma.Arada bir karışıyor hatlar ama halloluyor.Her şey boş deyince geçiyor üzüntüler,beklentiler.Yine de kimsenin bu yola girmesini istemem.Beklentiniz olsun,isteğiniz olsun.Yerine gelmiyor mu uzaklaşın oradan.Ben geç kaldım biraz.Yanlış zamanımda yanlış düşüncelerle boğuşurken kapıldım gittim.Ah ,neyse bu mevzulara girmemeliydim.İnternetim hallolunca çenem düştü.
Bu arada fotoğrafları bilgisayarıma henüz aktarmadığımdan buraya koyamayacağım.Hepinize mutlu baharlar dilerim ;)

20 Şubat 2019 Çarşamba

Son Zamanların Kısa Özeti ve Jovano

Acı ,tatlı günleri atlattık.Şimdi olduğumuz yerdeyiz.Sakin,düşüncelerden arınmış,her şeyi bir kez daha akışına bırakmış bir hal...
İzmir gezimi yazamadım.Bende bıraktığı etki bazı nedenlerden dolayı kötü oldu.Gerçi gezme kısmı çok iyiydi ama istediğim birkaç yeri göremedim.Ya restorasyondaydı ya da kapalıydı.İlk gün sabahın yedisinde Alsancak'taydım.Yağmura rağmen yürüdüm de yürüdüm.Oturmadan bir altı saat yürüyerek çoğu yeri keşfettim.Sonrasında arkadaşımla buluştum.Yorgunluktan öldüğümü görünce sinemaya gitmeyi teklif etti.Çok sevdiği bir filmi benimle üçüncü kez izleyecekti.Çok eğlendik o gün.Sonra ben otelime çekildim.Ertesi gün buluştuğumuzda teleferiğe binelim dedik.İzmir manzarasını doya doya seyrettik.O zamana kadar her şey güzel ilerledi de sonra çenelerimiz bir açıldı ve gün sonunda olay bambaşka bir yere geldi.Şimdi o geziyi hatırlayınca maalesef edilen bir iki cümle geliyor aklıma.Kendi başıma o kadar eğlendiğim ,hatta onunla da eğlendiğim anlar soluk kalıyor.Giderken nasıl neşeliysem dönerken de yıkılmış bir haldeydim.Yine de şimdi durum çok iyi.Bunun nedeni de boş vermem.Onu da boş verdim,denilenleri de,her şeyi.Böyle olunca düzeldi her şey.Hatta Şubat başında yanıma geldi ve cidden çok eğlenceli zamanlar geçirdik.Bir konu vardı aramızda ,onu da bir daha açılmamak üzere kapattık.Söz verdim hahah mecbur tutacağım kendimi.Aa bu arada İzmir'e bir ara yine gideceğim.Başka bir arkadaşım mutlaka beni gezdirmek istiyor.Havalar ısınsın öyle planlayacağım.
Şubat'ın ikinci haftası Balıkesir'e gittim.Oraya arkadaşım yeni taşındı.Ben de hem onu görürüm hem gezerim hem de yardım ederim diye gittim.Şansıma orada da iki gün boyunca aralıksız yağmur yağdı ve gezemedim.Neyse ev işlerini halletmiş olduk.Nedense oradan hiç ayrılmak istemedim.Evi çok güzeldi.Pencere kenarında tam istediğim şekilde koltuk vardı.Uzanıp gökyüzünü izlemesi aşırı keyifliydi.''Gitmek istemiyorum.'' diye zırladım.Bir de ertesi gün nöbetim olduğu için geri gelmek cezbetmiyordu açıkçası.Yakın bir zamanda yine gitmeyi planlıyorum.Havaların iyi olduğu bir zamana denk getirip gezeceğim.
Cuma günü de Ankara'ya gideceğim.Pazar günü sınavım var ama çalışamadım.Öylesine gireceğim.Zaten sınav işin bahanesi.Orada çocukluk arkadaşım var.Amacım onunla bol bol zaman geçirmek.Çok güzel olacak eminim.Gezmek istediğim bir müze var.Üç yıl önce Ankara'ya geldiğimde çoğu müzeyi gezmiştim ama Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni atlamışım.Geçen instagramda takip ettiğim bir sayfa birkaç eser paylaşınca hemen araştırdım.Mutlaka görmem gerek.

Ne güzel arkadaşlıklar edinmişim.Her biri birbirinden değerli.Kıbrıs,Ankara,Balıkesir,Edirne,Makedonya,İstanbul ... Dertlerimi anlatmayı sevmediğim halde ilk kez o arkadaşlarıma açabildim kendimi.Çok da iyi oldu.Biliyorum ki hep birbirimizi kollayacağız.Canlarım,iyi ki varlar ...

Şimdi dün keşfettiğim bir Makedon halk türküsünden bahsedeceğim.Makedon arkadaşıma sordum,çok eski ve yaşanmış bir hikaye dedi.Sevenlerin kavuşamadığı bir hikaye maalesef.Kızı sevdiği oğlana vermemişler.Oğlan uzaklara gitmiş ve öldüğü haberini almışlar.Ya savaşa gitti deniliyor ya da taşınmış.Belli değil.Beni müzik çok etkiledi.Balkan müziklerini çok severim zaten ama sık sık dinlemem.Önüme bir anda çıkmalı ve beni etkilemeli..Neyse lafı çok uzattım.Hadi şarkıya geçelim .