Candy

Candy

24 Nisan 2017 Pazartesi

Yeni Kararlar-Eski Kararlar

Geçen yıl sürekli yeni kararlar alıp sonra onları bozma dönemlerim oluyordu.Karar almak ayrı dert,bozmak ayrı dertti.Artık uğraşmıyorum öyle şeylerle.Ama yine de bazen ufacık bir şey kafamı kurcalamaya yetiyor
.İnstagram'da bir hesap takip ediyorum,güzel çizimleri var.Geçen bir paylaşımını gördüm ve geçen yılki halim geldi aklıma.Ahaha çok iyi düşünmüş ve çizmiş. :D


  !!!!!  ''samabadaofficial '' instagram sayfasından alıntıdır. !!!!!

Bir önceki yazıda dedim ya bu aralar anılarımı hatırlatıyor bazı şeyler diye.İşte bugün de benzer bir şey yaşadım.Bir an neye uğradığımı şaşırdım,çünkü o an beklemiyordum.Garip hissettim anlayacağın.Geçen yılki ruh halim olsa daha detaylı sorgulardım,şimdi ise dikkatimi çektiği halde görmezden geliyorum.Belki haksızlık yapıyorum ama aynı şeyleri tekrar tekrar düşünmek istemiyorum.Yeteri kadar düşünüp sonuca vardım.Gerisi teferruat.

23 Nisan 2017 Pazar

Sonsuza Dek Genç Kal

Bugün 23 Nisan,hep neşeyle doluyor insan.Tüm ulusumuza ve çocuklara kutlu olsun.Geleceğe her ne kadar karamsar baksam da Nazım Hikmet'in şiiriyle taçlandırmak istiyorum bu özel günü.Keşke şiirlerde yaşasak,şiir gibi yaşasak ...

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
Işıklı maviliklere süreceğiz...



Dün seçmeli ders seçimini yaptım.Kütüphaneye gitmeye üşendim,evde yaptım ve hayatımda ilk kez istediğim dersleri seçemedim.Adli tıbbı çok istiyordum ama olmadı.Arkadaşım seçebildi,ben de boş zamanlarda o derslere girmeyi deneyeceğim.Hayatımda gördüğüm en kaliteli hocalar o bölümde. Hayata bakış açıları olsun, insan ilişkileri olsun gerçekten çok iyiler.Öve öve bitiremem o bölümü.Ah, nasıl seçemedim ... 
Son birkaç gündür Joan Baez fena halde takıldı dilime.Açıyorum şarkılarını sırayla.Cover yaptığı şarkıların orijinal hallerini sevemiyorum.Her şarkıyı ona yakıştırıyorum.Nasıl da güzel seslendiriyor,anlamlandırıyor.Yıllar önce Donna Donna ile keşfetmiştim onu.Sesine hayran kalmıştım.Dinledikçe dinliyordum.Ne günlerdi o günler ...
İki gündür Forever Young'ı onun sesinden dinliyorum.İki gündür aklım geçmişe gidiyor.Aslında hep geçmişi hatırlatacak şeyler yaşanıyor yoksa düşünmezdim.Mesela instagramda tanımadığım biri, iki yıl öncesine ait fotoğrafı beğeniyor ve ben o fotoğrafın bendeki anılarına sürükleniyorum.Kafamı kurcalayan sorularla baş başa kalıyorum yine.Ama uzun sürmez.Aklıma Yusuf Atılgan'ın bir sözü geldi : ''Gerçek olan bu içimdeki boşluk mu?Değil! Bir şey var ama eksile eksile var.'' 


21 Nisan 2017 Cuma

Güzel Gün

    Bugünkü sunum gayet başarılı geçti.Bazı yerlerde aynı kelimeleri tekrarladım bu yüzden içten içe kendime kızdım ama olsun.Sonuç iyiydi.Hocalar da konumuzla çok ilgilendiler ve gerekli işlemleri başlatmak amacıyla üst kuruluşlara bildirelim dediler.Güzel bir şey yaptık blog.Önümüzdeki birkaç yıl içinde muhtemelen hayata geçer ama biz çoktan mezun olmuş oluruz.Yine de geride böyle bir şey bırakmak çok gurur verici.''Bir Şey Yap Met'' oyununda iz bırakacak bir şeyler yapmak gerektiğini vurguluyordu.İşte o oyundan bu güzel mesajı alıp uyguladık bugün.Bir dönem düşünürdüm,kim için,ne için çabalayayım ki ? Ama pratikte öyle olmuyormuş,insan bir şeyler başardığında anlıyor bunu.Şimdi bu enerjiyle haftaya olan final sınavına odaklanayım.Yarın kütüphaneye gitmeyi düşünüyorum.Uzun zaman oldu orada çalışmayalı.Hem seçmeli ders seçimi yapmam gerekiyor.Nedense kütüphanenin internetiyle bağlanınca şansım yaver gidiyor ve istediğim dersleri seçebiliyorum.Bu sefer de şansım iyi gider umarım.
Bir şarkı bırakayım buraya,yokluğumda çalsın arka planda. :) 

Candy'nin bu melodisi beni benden alır.Özellikle mızıkanın başladığı kısım yok mu nasıl da içime işliyor.Giderayak duygulandım,iyi mi ? :)





 

Birkaç Ufak Mesele

      Yarın bir proje sunumum var.Poster şeklinde hazırladık arkadaşlarla.Bölümümüzle pek alakası yoktu ama hoca o konuyu verdi.Sonuç güzel de oldu.Bakalım sunum nasıl geçecek.Sorumlu olduğum kısma hala çalışmadım ama zaten her şeyine hakimim.O yüzden bu rahatlığım.Şimdi kısaca kuracağım cümleleri sıraya koyacağım.Yarın bir şekilde hallederim.Bu rahatlıkla geniş çaplı projelere falan katılsam iyi olur ama üşengeç bir insanım.Sırayla tüm aşamaları düşünüyorum ve anında vazgeçiyorum.Aslında başlayınca bir işe çok zevk alıyorum.İnsan kendini mutlu hissediyor.Yararlı bir şeyler yaptığını düşünerek tatmin oluyor.Kısacası başlangıç önemli,gerisi çorap söküğü gibi geliyor.   
      Geçenlerde bir kitap bitirmiştim.Hapishanede geçiyordu.Orada bir konudan bahsediyordu ve koskoca kitap bitti,benim aklımda o kaldı.''Bir insan acı çektiği yerden ayrılınca, ne kadar geride kalan arkadaşlarına,kurtulduğunda ziyarete geleceğini söylese de bir daha o yere uğramak istemez ve o insanlarla görüşmez.'' Buna benzer bir cümleydi.Şimdi bunu hapishaneye uyarlarsak çok haklı bir tespit ama benim kafama takılan bunu hayatın geneline de uyguluyor muyuz? Bir insan kötü zamanlarına denk gelen bir arkadaşlığı iyi zamanlarında da arıyor mu ? Mesela x şehrinde yaşıyorsun,sorunların var,seni dinleyen,rahatlatan insanlar var.Sonra y şehrine gidiyorsun bir süreliğine ve burada güzel vakitler geçiriyorsun ya da en azından bir sorunun olmuyor.O sürede ise x şehrindekileri düşünmüyorsun bile.Çünkü bir derdin yok,konuşmaya ihtiyacın yok.Aklımdaki senaryo bu tarza uygun şeylerdi.Düşündükçe biraz kötü oldum.Sonra çok saçma geldiğini anladım.Kişiden kişiye ve arkadaşlığın boyutuna göre değişebilir bu ama ben tabii yine tatmin olamadım.Bu akşam ev arkadaşlarıma anlattım mevzuyu.Biri örneğimi onayladı,öyle olur dedi.Diğeri de' o insanla sadece dertlerinden konuştuysa bu mümkün' dedi ama 'iyi kötü her şey üzerine konuşuyorlarsa böyle olmaz' dedi.Başka ikna edici şeyler de söyledi ama ben tezi çürütmek için ortaya başka başka şeyler attım.En sonunda da dedi ki :''Aradaki bağın güçlü olduğuna inanmak önemli.İnsan ona inanırsa böyle bir şey olmaz.'' dedi.O an bir rahatladım ki sormayın.Sonuçta inandığın sürece vardır bir şeyler.İnanmazsak yoktur.Hayat aslında çok basit de biz karmaşıklaştırıyoruz.
     Bir de son zamanlarda insanlarla tüm iletişimi yitirmiş gibi hissettim.Yani artık ne onların bana anlatacağı ne de benim onlara anlatabileceğim bir şeyler varmış gibi geliyordu.Muhabbet konuları sürekli bir tekrardan oluşuyor ve bundan artık o kadar sıkılmıştım ki kendimi bir süre o konular hakkında konuşmamaya zorladım.Bazen hep okuldan konuşuyorlar,bazen hep filmlerden,kitaplardan vb. Hiç mi başka konular yok ? Tamam içerik sürekli değişiyor ama başlık aynı.Aynı evin içinde uzun yıllar yaşayan insanları düşündüm.Onlar ne yapıyorlar,yıllar geçtikçe nasıl dayanıyorlar rutine? Bir anda kendimi telaşa verdim.Gelecek birkaç yıl gözümün önünden hızlıca geçti.''Ben daha şimdiden bu konuşmalardan bunalmışken aylar,yıllar geçecek ,ne yapacağım ?'' diye düşünerek hepten panikledim.Ama şimdi iyiyim.Mantığım tekrar girdi devreye.Her zaman yeni bir şeyler bulmaya çalışmak da yorar insanı.Alışık olduğumuz durumun verdiği bir rahatlık da mevcut.İnsan onu kaybedince anlar.O yüzden tekrar sohbet ortamına yelkenleri açıyorum. :) 




    

13 Nisan 2017 Perşembe

Bir Şey Yap

İki haftadır sürüp giden bir düzenin içindeyim.Okuldan gelince yemek hazırlana kadar film izliyorum.Yemekten sonra kitap okumaya başlıyorum.Çok güzel oluyormuş böyle.Bilseydim daha önceden yapardım.Hiç ders çalışmıyorum ama bu süre zarfında.Ama çok mutlu hissediyorum kendimi.Gerisi şimdilik boş düşünceler.Hem bu haftasonu eve gidip geldikten sonra başlayacağım çalışmalara.Geldi,çattı yine o lanet sınav dönemi.Neyse,neyse gerçekten boş verelim bu muhabbetleri yoksa içinden çıkamayacağım.
Dün akşam bir tiyatro oyununa gittim.Mükemmeldi.Başrolün oyunculuğunu ağzım açık izledim desem yeridir.Sanki aynı odanın içinde muhabbet ediyormuşuz gibi bir havası vardı.Yapmacık hareketlerden uzaklaşmış,iyice rolüne bürünmüştü.Bu arada amatör oyuncuların oynadığı bir oyundu.O yüzden bendeki etkisi daha da büyük oldu.Oyun da, Aziz Nesin'in ''Bir Şey Yap Met '' adlı oyunuydu.İzleyebilenler izlesin,okuyabilenler okusun ama bir şekilde bu oyuna ulaşın.Birçok konu hakkında konuşulması -üzerinde durduğum konular- ve bunları imgelerle yapması,insanı sorgulatması harikaydı.Gerçi ben o sorgulama aşamalarını geçeli çok oldu ama insan kendini,hayatı hep sorgulamalı.Bir kereyle iş bitmiyor.
Oyunda bazı cümleler vardı ki şaşırıp kaldım.Hani bir zamanlar diyordum ya ''İnsanı kendisinden başka kimse kurtaramaz.'' diye işte aynı cümle geçiyordu oyunda.Demek ki insanlar olarak belli bir şeyi aştıktan sonra birbirimize yaklaşıyoruz.
Oyunun sonunda gözlerim doldu.O nasıl bir oyunculuktu ? O nasıl bir sondu ? ...
Bir şeyler yapmalıyız.Kendimiz için,sevdiklerimiz için,herkes için.Öyle bir şeyler ki bizi yaşatmalı bu dünyada.Korkmadan,yılmadan,kendimize güvenerek güzel şeyler yapmalıyız.Bir şarkısında ne demiş Şebnem Ferah :'' Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin.''


Bu arada bugün canım Orhan Veli'min doğum günü :) En sevdiğim şiirin şairi.O yüzden bir şiirine yer vereyim bu yazıda.

          .....
          Biliyorum, kolay değil yaşamak;
          Ama işte
          Bir ölünün yatağı hala sıcak,
          Birinin saati işliyor kolunda.
          Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
          Ölmek de değil;

          Kolay değil bu dünyadan ayrılmak ...

                                         Orhan Veli -Yaşamak (Bir kısmı)