Candy

Candy

21 Ağustos 2020 Cuma

Bitmeyen Çile: Virüs C

Aylar oldu yazmayalı.Bunaldığım bir dönemdeyim.Coronadan,sürekli tulum giymekten bıktım.Üstüne yüzüm tuluma ve maskeye alerji geliştirdi.Yüzüm kaç aydır tanınmaz halde.Her yerinden garip sivilceler çıkıyor.Bu da moralimi çok bozuyor.
Geçen ay sevdiğim insandan ayrıldım.Garip bir şekilde gelişti olaylar.Gerçi sevgili değildik ama sevgili gibi bir şeydik işte.Ben bu çağa ayak uyduramadım.İsimsiz ilişkiler daha coolmuş.Bana göre olmadığını anladım.Ayrılık sonrası ilk zamanlar her şey ne güzeldi benim için.Boş yere beklentiye girmelerim bitmişti.Ve o yüzden arkadaş kalmakta sıkıntı görmemiştim.Şimdi yine zorlanmaya başladım.Sanırım arkadaşlığı da yavaş yavaş kesmeliyim.Ayrılıktan birkaç gün sonra insan niye öpücükler gönderip,sevdiğini söyler ki anlamıyorum.İsimsiz,cool bir ilişki içindeyken beklemiştim böyle şeyleri,sevgisini belli etmesini.Neyse işte karışık meseleler.Bir kere çözdüm.Bir daha çözerim.Sonuçta ayrılma kararını alan taraf bendim.''Sevmek de yetmiyormuş.'' Bu replik muhteşem.

Corona fena bezdirdi.Hatta ''ben de corona olsam da 14 gün yatsam'' diyorum.Filyasyon ekibinin çalışmalarını hiç beğenmiyorum.Ortalıkta saçma sapan çok iş dönüyor.Herkes alışılmış çaresizliğin pençesinde kıvranıyor.Bir an önce bitsin.Kış gelmeden bitsin.Şimdiden böyleyse kışın nasıl olur düşünemiyorum.Normal grip vakaları da işin içine girecek ve çok zorlaşacak her şey.Kendinizi koruyun lütfen.

Bugünümü Şeker Kız Candy'e ayıracağım.Tüm zorlukların üstesinden çok güzel bir şekilde geldi.Bana ilham olsun biraz.



9 Haziran 2020 Salı

Sabah Meleği

İnsanlar olarak birbirimize ne kadar da benziyoruz aslında.Yabancı kültürdeki insanlarla bile çok benziyoruz.Yabancı müziklerin altına yapılan yorumları okuyorum da birebir aynı şeyler.Biri çok acıklı bir anısını yazar ve herkes ondan çok etkilenir.Herkesin içten içe olaylara yüklediği anlam aynı.Bu kadar benzerlik varken neden birbirlerine düşmanlar? Neyi paylaşamıyoruz şu koskoca dünyada? Herkes,her şeye karşı nefret dolu.Kendilerinden farklı en ufak bir düşünceye bile tahammülleri yok.Güzelce yaşamak bu kadar zor olmamalı.Dünyadaki tüm kaoslar belirli insanların işine geliyor.Yazacak çok şey var da başka zaman artık.Bu konular beni çok geriyor.Ülke, ve dünya gündeminin çirkinliğine dayanamıyorum.

Bugünkü şarkım Juice Newton'dan Angel of The Morning.Bu şarkıyı ilk söyleyen Merrilee Rush ama ben Juice'den dinlemeyi seviyorum.

Bu aralar yine sorgulayan moddayım.Öz eleştiri yapıyorum.Başkalarını da eleştiriyorum tabii.Ama hiçbir sonuca vardığım yok.Kendimi üzüp duruyorum boş yere.Bu sorgulamaların dışında keyfim çok yerinde.Arkadaşlarla mesafelere dikkat ederek buluştuk.Hatta aylar sonra tenis oynadık.Altı aydır elime raketi almamıştım.Yine de kötü oynamadım.Bu yüzden çok sevinçliyim.O günkü tek sıkıntı sıcağın en yoğun olduğu saatte oynamak gibi bir yanlışlık yapmamızdı.Saçma sapan yandım.Hayatımda denize gittiğim zamanlar dışında yanmayan ben,ilk kez yandım.Böyle bir hatayı daha tekrarlamam umarım.

Beni bu hayatta en çok yoran şeylerin belirsizlik ve beklenti olduğunu anladım.Bir sorun olduğunda hemen çözülmeli,bir küslük olduğunda hemen barışılmalı.Dayanamıyorum yarım kalmış meselelere.Omuzlarımda bir yük olarak kalıyor.Keşke her şey,herkes net olsa.Bir de beklenti meselesi var ki of of.İnsan en samimi olduğu insanlara karşı bir beklentiye giriyor sanırım.Mesela beni çoğu insan üzemez.Umrumda olmazlar çünkü ama o çok sevdiğim dediklerimin bir lafı,bir hareketi beni inanılmaz düşüncelere sürüklüyor.Sevmiyorum bu durumu.Hayatımdan çıkarsam mı diye bile düşünüyorum.O kadar etkileniyorum yani.


Dün akşam Billy Elliot filmini izledim.
Müzikli,danslı,insanı hem gülümseten hem ağlatan çok güzel
bir film.Son sahnelerine bayıldım.İnanmak.
Bu kelimenin gücünü gördüm.





I won't beg you to stay with me
Through the tears of the day
Of the years,baby

3 Mayıs 2020 Pazar

Trip Atmak Değil Bu

Dipnot: Trip atmak,derdini açıkça söyleyemeyen
insanların yaptığı anlamsız davranışlara deniyormuş.
Ben trip atmıyorum hahah her şeyi çat çat söylüyorum :D
İnsanlardan,hayattan beklentilerimiz yoruyor bizi.Bu aralar karşıma sürekli bir insana ne verirsen onu alırsın tarzı yazılar çıkıyor.Kız/erkek arkadaşınızın sizi darlamasının nedeni sizin ona yeteri kadar ilgi,sevgi göstermiyor oluşunuz olabilir.Belki de ruh hastası insanlarla birliktesiniz,bilemiyorum.Ama ilki daha çoğunlukta bir neden gibi duruyor.Anlaşılamamak yoruyor insanı.Kendini ifade edememesi bireyleri hırçın yapıyor.Küçük bir çocuktan farkımız yok aslında.O evreyi hiç aşamıyoruz.İçten içe hep öyleyiz.Çocukken anlatamadığın için anlamıyorlar,büyüdüğünde ise işlerine gelmediği için anlamıyorlar.Bu aralar çok alınganım sanırım.İlgi,sevgi bekliyorum sevdiklerimden.Bunu görmezden geldiklerinde de hırçınlaşıyorum.Amacım kavga çıkarmak,tartışmak falan değil aslında ama iş,''niye trip atıyorsun,bunaldım '' vb. şeylere kadar gidiyor.Arkadaş,bunaldım diyene kadar iki şebeklik yapsanız nolur sanki ?Ben de bunaldım işte.İşten bunaldım,insanlardan bunaldım,tek başıma şu sevemediğim şehirde olmaktan bunaldım,nisan ayı başında yıllık iznimi kullanamadığım için bunaldım.Edirne'yi özledim,onun için bunaldm.Bunları anlamak,görmek çok mu zor?Hayır pms olduğumu da söylüyorum,tüm bu nedenleri de tek tek söylüyorum.Yani gayet alttan alınabilecek nedenlerim var.Üstelik bu yaptıklarım karakterime aykırı şeyler .İşte buradan bile anlamaları lazım.Bu kız normalde böyle bir insan değil demeleri lazım.Ama neredeee ?Aman neyse,daha da demem derdimi.Biraz kabuğuma çekilmenin vakti geldi.Kendimi ve çevremdekileri biraz sorgulamalıyım.Sonra yola devam ederim.Ağlamakla falan çözülecek iş değil bunlar.İyice mantıksızlaştım.Kendime gelmeliyim.Sanırım ben henüz ne istediğimi oturtamadım.O yüzden böyle şeyler oluyor.Sorun kısmen bende yani.Böyle davranmam saçmalıktı.Neyse,yine de kabuğuma çekileceğim.Aa bu arada çok güzel ders çalışıyorum.Bu istikrarla gidersem güzel şeyler olabilir.

11 Nisan 2020 Cumartesi

Sancılı Günler

Kendimi her zamankinden daha yorgun ve tahammülsüz hissediyorum.Çok çabuk sinirleniyorum.Dışarıda insan görünce delleniyorum.Ambulansın hoparlörünü açıp insanları uyarıyorum ama bön bön bakıyorlar.Vakaya gidince normalde adetim olmayan şeyler yapmaya başladım.İnsanlara her şeyi tek tek açıklardım,yorulmazdım ama artık bu kadar cahilliğe tahammülüm kalmadı.Geçen biri ''bizi hastaneye götürün,x hemşire gelin dedi.''diyor,sinirlendim.''Sizi şu an x hemşire muayene etmiyor,buranın sorumlu hekimi benim '' dedim.Of ya nefret ettiğim şeyler bunlar.Normalde hiç takmaz,işime bakar ve gerekli gördüğüm şeyi yapardım ama artık insanlara saçma sapan şeyler yaptıkları için kızıyorum.Mesela ekipteki diğer doktor arkadaşım da hıçkırığı geçmeyen bir vatandaşa vakaya gitmiş.Şaka değil.Güler misin,ağlar mısın? Bari şu zamanda böyle yapmayın,değil mi? Bir de siz evdesiniz ya hani o yüzden kimseyi görmüyorsunuz ama insanlar dışarıda arkadaşlar.Yıldım ben.Yerlere de kullandıkları maskeleri,eldivenleri atıyorlar ve hala daha yere tükürenleri görüyorum.Çok doluyum.Bu sadece gözlemdiğim birkaç şey.Başımıza gelen olayları anlatmıyorum bile ama şunu bilin eğitimli sandıklarımız bile cahil.Günlerce haberlerde o kadar şey anlatıldı ne olursa nasıl davranılması gerektiğine dair ama uygulayan,anlayan yok denecek kadar az.Ay neyse,yine de işe gitmekten mutluyum.
Hala olacağım ve bir kuzenim daha olacak.Yeğen ve kuzen ,ikisi aynı dönemde hayatımıza katılacak.Hala lafını hiç sevmem normalde ama yeğenim olacağını duyunca çok mutlu oldum.Abimlerle aram limoniydi ama bu haberle nedense bir anda herkesi affettim.Bir ay önce rüyamda görüp abimi aramıştım.Rüyalarım gerçekleşiyor.Bana diyor ki ''Bir hafta sonra cinsiyeti belli olacak.'' ,ben de ''Saçmalama abi ,o kadar kısa sürede ne cinsiyeti.'' dedim ve cevabı :''Sen rüyanda göreceksin ya '' hahah. Şimdiden ona ne alsam,ne okusam,ne dinletsem diye düşünmeye başladım.Ben böyleysem abimleri düşünemiyorum.Teyzemin de bebeği eminim çok tatlı olacak.''Bana verin o bebeği,siz de beni evlatlık alın.'' dedim hahah :D Bu arada teyzem dediğime bakmayın ,çok genç.Benden 4 yaş büyük.Aile içinde güzel şeyler oluyor yani.Sağlıklı gelsinler .
Aşk hayatım eh.Şu karantina günlerinde zamanımızı ne kadar heba ettiğimizi gördüm.Her şey çok başka olabilirdi.Şimdi ben neredeyim,o nerede.Ay neyse üzülmeyeceğim.Zaten bu ara her şeye ağlar oldum.Ben son beş aydır ne kadar huzurluydum.Corona olmasaydı şu an yıllık izin almış olacaktım.Eve gidecektim,Edirne'ye gidecektim.Edirne'de benim için değerli olan aktiviteleri yapacaktım.Bisikletçi amcaya gidecektim,Karaağaç'a gidecektim.Aylak mekanlarımı ziyaret edip anılarımı tazeleyecektim.Tam bir yıl oldu.Bunları düşündükçe üzülüyorum.Benim deşarjım o aktivitelerdi.Pek umudum olmasa da umarım bir an önce biter bu salgın.Kendinize çok dikkat edin,evde kalın ;)

12 Mart 2020 Perşembe

Gezdim Gördüm Geldim

Vay be iki aydır yazmamışım.Aslında o kadar niyet ettim ama olmadı.Birkaç kere de yazıp sildim.Bu yeni yıl nedense bana çok iyi geldi.Özüme dönmüş gibiyim.Bir şeyler canımı sıkamıyor.Dertler,tasalar çok çok kısa süreliğine uğruyor,sonra geçip gidiyor.O yüzden bu zamanlarımın kıymetini bilmeliyim.Hadi biraz neler oldu onları anlatayım.

Yanına sürekli gidip geldiğim arkadaşım Şubat ortasında aile evine taşındı.İkimiz de çok üzüldük.Artık bir arada kalma şansımız yok.Onun yanı,benim nefes aldığım bir yerdi.Buradan bunaldığımda oraya gidiyordum.Hem o yolculuk esnasındaki manzaraya da bayılıyordum.Bir tane dere vardı,benim derem.Yol boyu onun kıvrılışını izlemek nasıl huzur veriyordu bana anlatamam.Ama birgün o derenin kenarında arkadaşımla piknik yapacağım.Gizli planlardan bu,çaktırma.
Şubat sonlarına doğru İstanbul'a gittim.Tus vardı ama ben girmedim.Çalışamadım maalesef ve bu yüzden sadece arkadaşlarla vakit geçirmek için gittim.Çok özlemişim üniversite tayfasını.İlk gün bu yaz evlenen eski ev arkadaşımda kaldık.Kıbrıs'tan gelen arkadaşım da bizimleydi.Ne yaptık inan hiç hatırlamıyorum.Nöbetten çıkıp yola gitmek çok yormuştu.Ertesi gün evde takıldık.Akşam üstü yine üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşımın evine gittim.O da bu yaz evlenmişti.Eşi bizim oradan olduğu için her ne kadar erkek tarafı oluyor görünsem de eşini seçip kız tarafı oldum.Çok tatlı bir eşi var.En sevdiğim çift oldular.Bir de kedileri var,adı Manno.Manno,Malatya'da kediye deniliyormuş.Çok tatlı bir kedi.Gece beraber uyuduk.Normalde kediler geceleri çok zıpır olur,ayakla oynamaya bayılırlar ama bu kedi hiç öyle değildi.Beni rahatsız etmemek için çabaladı resmen.Önce ayak ucuma kıvrılıp yattı.Gece uyanınca elime geldi.Biraz sevdim,hadi uyu dedim.Sevmeyi bırakınca patileriyle elimi alıp kendini sevdirmeye çalıştı.Çok
tatlıydı 🥰 Sabah ''Beni evlatlık alın bu aileye ''dedim hahah ömür boyu mutluluklar diliyorum canım arkadaşlarıma.Oradan çıkıp Tus için yurtdışından gelen diğer arkadaşlarla buluştum.Çok özlemişiz birbirimizi.Herkesin dilinde Edirne ... Bizi birleştiren yer orası.Ertesi gün de şu taşınan arkadaşımla buluştum.Aslında buluşmamıza çok şaşırdım.Çünkü kendisi çok 
üşengeç birisi ve benimle uzun süre görüşemeyecekse buluşmak istemez.Garip biri bu yüzden ama ben alıştım.Benim içinse sevdiğim bir insanı çok kısa da olsa görmek yetiyor ama onu da anlıyorum.Neyse .Onunla evinin orada buluştum hahah dedim üşengeç biri diye.Birer kahve içtik sonra ''bu böyle olmaz ben oturmaya gelmedim'' dedim ve Florya'ya Akvaryuma gittik.Gözümüze kestirdiğimiz bir köpekbalığı ile vatoz vardı,nereye gitsek oraya geliyorlardı.En son fotoğraflarını çektim.Bir de batık gemi vardı.Çok güzeldi.Bayılıyorum böyle eski ,gizemli şeylere.Kendime oyun alanı bulmuş gibi oldum.En son da penguenleri izledik.İlk kez penguen gördüm.Ne kadar hızlı yüzüyorlar,çok tatlılardı ama doğalarından ayrı olmalarına üzüldüm.Çok küçük bir alanda yüzmeye çalışıyorlardı.Sahte buzlar vardı.Böyle bir muameleyi hiçbir canlı haketmiyor.Oradan çıkıp buluşma yerine döndük ve sonra benim dönme vaktim geldi.Ayrılmak çok zor geldi.
Gelir gelmez nöbetlere ve eğitimlere hızlı bir giriş yaptım.3 günlük bir eğitim aldık.O eğitimde bana mobbing uygulayan kadın da vardı.Birbirimizi tanımıyorduk açıkçası ve orada kaynaştık.Kopya verdim herkese heheh eğitimde her sınavdan 100 aldım.Özüme döndüm diye boşuna demiyorum.Potansiyelim gün yüzüne çıkmaya başladı tekrardan.Neyse o kadınla da aramızdaki buzlar eridi gibi ama ben yine de gardımı indirmeyeceğim.
Geçen haftasonu da tenisten arkadaşımla Ankara'ya gittik.Amacımız operaya gitmekti ama sabah erken gidip gezelim de istedik.Trenlerle gittik Ankara'ya.Ben çoğu müzesini gezmiştim ama arkadaşım bilmiyordu.Beraber gezdik.Yürüdük,yorulduk.Yorulunca taksiye bindik.Taksicileri çok garipti.Akşam operaya gittik ama yarısından sonra beni afakanlar bastı.''Yeteeerr '' diye çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.Yanlış anlamayın,çok güzel bir operaydı ama havasız kaldık.Öyle bir sıcak basması yok.Nefes almakta zorluk çektik.Oyunun sonlarına odaklanamadık.Aklıma geldikçe bile çıldırıyorum.Klostrofobisi olanları çok iyi anladım orada.Bittiğinde dışarı çıkıp serin havaya sarıldım.Sonra da gece evimize geri dönüş.Çok yorucu bir gündü ama genç olmanın faydaları.Günübirlik böyle gezmeleri çok seviyorum.
Daha bir sürü şey oldu da bu kadarı yeter.İyice çenem açıldı.Yazıyı güzel şeylerle bitirmek lazım.Kötü şeyleri konuşmak istemiyorum.

13 Ocak 2020 Pazartesi

Taze Fırından Çıkmış Mis Gibi Planlar

Doğum günüm geçti,gitti.İş yerindekiler sordu da söylemedim gününü.O gün kendimi üzgün hissedeceğimi sanmıştım ama tam tersi oldu.Gün boyu çok neşeliydim.Akşam tenisten arkadaşlarım zorla dışarı çıkardı beni.''Bu soğuğa,kara yapmayın ,etmeyin.Gelin benim evime,size mis gibi yemekler yaparım.'' dedim ama yok,çıkmalıymışım.Ailemizin pastanesine gittik.Ailemizin diyorum çünkü her nereye gidersek gidelim dönüşte mutlaka o pastaneye uğrar,çayımızı içer ve sahibiyle sohbet ederiz uzun uzun.
O gün bol bol eski fotoğraflarıma baktım.Zaman çok acımasız.Nasıl da hızlı geçiyor.5 yıl öncesine ait bir fotoğrafıma denk geldim.Çok güzel gülmüşüm.Tabii o zamanlar aşık oluyor gibiydim.Güzel duygulardı.Geçmişten mektup gönderen bir uygulama vardı.Dört yıl önce yazdığım bir mektubu aldım o gün.Birçok şey sormuşum kendime.Sen çok güçlüsün demişim.Öyleyim hahah yıkılmadım,ayaktayım.
Yeni yılla,yeni yaşımla birlikte yeni kararlar aldım.Bu yaza istifa etmeyi düşünüyorum.Bir arkadaşım Japonya'ya yerleşmek istiyor.Benim de eskiden böyle hayallerim vardı.Peşine takılmak istiyorum.Japonca'yı yaza kadar ilerleteceğim.Zaten Uzakdoğu dillerine ilgiliyim.Korece'yi yazıp okuyabiliyorum.Anlıyorum da.Üç gün Japonca harflere bir bakayım dedim ,onları da hemen kaptım.Garip harflere karşı ilgim var sanırım.İngilizce'yi hiç sevmem mesela.Tam bir işkence benim için.Neyse tut ki Japonya işi olmadı.O zaman evde oturup Tus çalışırım.Kaybedecek çok bir şeyim yok.Düzgün çalışmayla zaten hallederim o sınavı.
Arkadaşımı çok özleyeceğim.Bir sonraki hafta yanına gideceğim ve bu onu son görüşüm olabilir.Sadece arkadaş dediğime bakmayın.Karışık bir gönül meselesiydi aslında.İşleri yolunda giderse buralardan gidecek.Sonuna kadar destekliyorum ama onu göremeyecek olmak da üzüyor beni.Aa neyse... Kendime odaklanmalıyım.
Aa bir de bu aralar içimden alakasızca geçen her şey gerçekleşiyor.Geçen gece yatarken keşke tüm elektrikler gitse de her yer karanlık olsa,sessiz olsa dedim ve gece su içmek için kalktığımda elektriklerin gitmiş olduğunu gördüm.Ondan sonra bir gün keşke karanfil olsa da koklasam dedim.Yakın arkadaşım doğum günüm için kıpkırmızı karanfiller göndermiş ve karanfili çok sevdiğimi kimse bilmez.O da umarım beğenmişsindir,çok kararsız kaldım gibi laflar etti.Sabah sabah mutluluktan uçtum tabii.O kokuları muhteşem.Böyle ufak tefek bir sürü şey gerçekleşti o yüzden artık gün boyu olmasını istediğim şeyleri aklıma getiriyorum hahah :D
Umarım bu yıl hepimiz için çok çok güzel geçer .