Candy
16 Ocak 2017 Pazartesi
80'ler Partimiz ve Matrix'li Rüya
Geçenlerde birgün doğum günümdü.Karışık duyguları yaşadım o gün.Gecesinde üzgündüm,sabahında bu devam etti,öğleye doğru umursamazlık baş gösterdi,akşamında ise utangaçlık ve mutluluk vardı.Ev arkadaşlarım müziği,dansı çok sevdiğimi ve özellikle eskilere çok ilgi gösterdiğimi bildiklerinden 80'lere uygun bir parti yapalım demişler.Ben odamda yüksek sesle müzik dinleyip hüzünlenirken ekibi sessizce eve toplamışlar.Bir ara içeriden sesli bir müzik geldiğini duydum.Anladım bir hazırlık olduğunu ama aklımda hiç böyle bir şey yoktu.Herkes bir pastayla çıkıp iyi ki doğdun dileklerinde bulunacaktı bana göre ve bu açıkçası o an pek de umurumda değildi.Ama işler öyle olmadı.Ben dışarı çıkmayınca onlar geldiler odama.O an öyle bir şok yaşadım ki.Kıyafetler,saç modelleri... Gözlerime inanamıyordum.Korkudan bir köşeye sindim.Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyordum.Zorla salona götürüldüm.Salonun her yeri süslü,hoparlör sistemi kurulmuş,tam bir parti ortamı.Arkadaşlar desen konsepte öylesine adapte olmuşlar ki sanırsınız zamanda yolculuk yaparak geçmişten gelmiş gibiler.Hemen odaya dönüp beni de o ortama uygun hale getirdiler ve parti başladı.Süperdi.Hayatımda yaşadığım en güzel doğum günü etkinliğiydi.Sanki bana ''Yeni yaşınla yeniden doğ. '' mesajını veriyor gibiydiler.Teşekkür ederim güzel insanlar :)
Gelelim şimdi dün geceki rüyama.Film gibi bir rüyaydı.Rüyanın başında rüyaya dahil değildim.Sadece izleyiciydim.Birbirini seven bir kadın ve erkek vardı.Hayatın gerçekliğinin ya da olması gereken şeyin farkına varmışlar ve bu yüzden peşlerine birileri düşmüştü.Onları yok etmek istiyorlardı.Aynı Matrix filmindeki gibi geçitler mevcuttu.İkisi birden o geçitlere doğru koşarken bir şey oluyordu ve kadın geçite giriyor ama adam giremiyordu.Kadın tamamen başka bir yerde buluyordu kendini.O sırada rüyaya ben de dahil oluyordum.Kadınla birlikte bir sürü planlar yapıp insanları uyarmaya çalışıyorduk.Sürekli birleriyle savaş halindeydik.Kaçıyorduk,saklanıyorduk,saçma sapan yiyecekler yiyorduk ama pes etmiyorduk.Başımızdan o kadar çok olay geçti ki yazsam roman olur.Neyse bir ara ben iyice yorgun düşüyorum.Bizim okulun yemekhanesindeyiz o sırada ve insanlara bakıp kadına diyorum ki :''İnsanlar böyle hiçbir şeyden haberleri yokken çok daha mutlular.Biz onları bilgilendirirsek mutluluklarını ellerinden alır mıyız? ''.Sonra sessizlik oluyor.Derken masaların birinin ardından biri saldırıya geçiyor.Ama bu sefer ki son saldırıymış.Ya biz kazanacağız ya da onlar.Her tarafımızı silahlı insanlar sarıyor.Bir geçit bulup bu sefer kadının geldiği yere gidiyoruz ama orası da hep böyle insanlarla dolu.Bize saldıranlar da peşimizden geliyorlar.Bir yolun başını ve sonunu tutmuşlar.Ortada kalıyoruz.Ben bir başa, yanımdaki kadın diğer başa gidip kendimizi savunmaya başlıyoruz.O sırada bir evin penceresinden bir erkek ile kadın bakıyor.Bizi kurtarmak istiyorlar.Ellerinde bir yiyecek kutusu var.İçinden küçük küçük pişmaniye gibi şeyler çıkarıp o insanlara atıyorlar.Kapış kapış alıyorlar.Bizi hepten unutuyorlar.Ve o an penceredeki o adamın yanımdaki kadının sevdiği adam olduğunu görüyorum.Ama kadın benden çok uzakta.Adıyla ilk kez sesleniyorum.Bağırıyorum.''O burada.''diyorum.İkisinin adını da bağırarak söylüyorum.Kadın beni duymuyor.Hıçkıra hıçkıra ağlayarak adamın adını söylemeye çalışıyorum.Kadın beni hiç ama hiç duymuyor.Bakıyor uzaktan bana ama yanıma gelmiyor.Öyle çaresizlik içinde uyandım.Kötü insanları kısmen yendik ama kadın ile adamı kavuşturamadım :(
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder