Candy

Candy

26 Ocak 2016 Salı

İçimizdeki Şeytan

Bir Sabahattin Ali klasiği ile karşınızdayım bu sefer.Neden bu aralar blogla bu kadar içli dışlısın diye soracak olursanız hemen cevaplayayım.Öncelikle ara tatildeyim,evdeyim.Ders çalışmam gerekiyor çünkü tatil dönüşü finalim var.''Nasıl yani''dediğinizi duyar gibiyim.Bizim üniversitenin bizim bölüme yaptığı hoş sürprizlerden sadece birisi bu.Nasıl severim sürprizleri anlatamam !!! İşte evde olmanın verdiği hoşlukla ders çalışmam gerek düşüncesinin açtığı boşluk birleşince kendimi blogda buluyorum.''Hadi Feta ,artık çıkar çantadan notları, başla derse '' dediğim an ise annemin yanına gidiyorum.''Ders çalışmam gerek '' diyerek çevresinde dolanıyorum ve annemden o istediğim sözleri duyuyorum.''Aman be,tatilde ne dersiymiş.Bırak çalışma.'' Hahah suçuma ortak arayışı da tamamlandı :P
 Konuyu fazla dağıtmadan İçimizdeki Şeytan'dan bahsetmek istiyorum.Yılbaşı tatilinin olduğu zaman okumaya başlamıştım.Yazarı Sabahattin Ali olunca ayrı bir özen gösterdim romana.Öyle ki bitmesin diye ikinci gün akşamın geç vakitlerine kadar elime almadım.Kitabın çevresinde dolanıp durdum ve akşam olunca da bir çırpıda bitirdim.Sonra evin içinde turlamaya başladım.Sesli sesli konuşuyorum sanki roman kahramanları karşımdaymış gibi.
-Ömer neden böyle yaptın? 
- Ya sana ne demeli Macide?
-İkiniz de çok üzdünüz beni...
Normalde bir karakteri her zaman savunurdum ama bu romanda kimseyi savunamadım.Hepsine kızdım.Bir yandan da üzüldüm.Anlayacağınız epey bir duygu karmaşası yaşadım...

Kitabın başlarında Ömer'in bir konuşması vardı.İlk orada etkiledi roman beni.Şaşırdım.O kelimeler,o cümleler sanki benim ağzımdan çıkmıştı.İlerledikçe başka bir paragrafa denk geldim aynı hissiyatı uyandıran.Sonra olaylar başladı.İçsel hesaplaşmaların dışa vurumu. İnsanların içlerindeki şeytana uyup yenik düşmesi...Aslında suçu şeytana atmak da kolaya kaçmak gibi geliyor.Romanda bunun vurgulanması hoşuma gitti.Arka kapaktaki yazıda da bu mevcut.

Arka kapak yazısı


''Ahh be'' dedirtti kısacası bu roman bana.Hem de birçok açıdan.Kendimi çok sorguladım.Acaba benim içimdeki şeytan beni ne yönlerden etkiliyor? Sabahattin Ali yine yaptı yapacağını işte.Beni bıraktı bitmiş bir roman ve düşüncelerle baş başa ...
Söyleyecek çok sözüm var aslında roman ile ilgili ama kendimi durduramam sonra.Özet geçmeyi de sevmem zaten.O yüzden en iyisi romandan hoşuma giden birkaç yazı ile sizleri baş başa bırakmak...

~Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş,ala!  Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya ?

~İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak demek değil,kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demekmiş.

~Fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum.Büsbütün başka bir hayat,daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum.Belki bunu arayıp bulmak da mümkün...Fakat içimde öyle bir şeytan var ki ...

Dipnot : İçimde bu aralar tembellik var ve bir an önce yok edilmesi gerekiyor.Bu akşam onu yok edeceğim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder