Aklıma bir anda lisedeki edebiyat öğretmenim geldi.Tüm sınıfa kendi belirlediği kitapları aldırırdı.Daha sonra okuduklarımızı anlattırıp kimin ilgisini çekerse o kitap değiş tokuş yapardık.Çok eğlenceliydi.Birgün kitabımı istedi benden.İva Andriç'in Drina köprüsü.Ve ilk sayfasına,bana özel çok güzel şeyler yazmıştı.Yıllar sonra iki şey dışında aynı kalacaksın.Okuduğun kitaplar ve biriktirdiğin insanlar diye başlayan bir yazıydı yanlış hatırlamıyorsam.Kitapla da insanla da değişim oluyor ama kastettiği başka bir şeydi.Şimdi geçmişe dönüp bakıyorum da ne kadar haklıymış görüyorum.Değiştim ama özüm hala aynı.İşte bu aralar o özü ortaya çıkarmam gerek.İhtiyacım var ona.O çalışkanlığıma,o kimseyi umursamama ve kabuğuma çekilmeye...Aslında dışarıdan çok aktif,sosyal görünsem de içeriden hep insanlara karşı duvarım vardı.O duvarları yıkmayacaktım işte.Neyse olan oldu.Sevgili Edebiyat öğretmenim,bir de şu sözünüzü hiç unutamıyorum.Bu çağda niye bir şeyleri hafızaya kodlamak,ezberlemek için uğraşıyorsunuz ki her şey elektronik ortamda var zaten.gidin bir tıkla her şeyi öğrenin ya da açın kitaplara bakın.O yüzdendir artık hafızama bir şeyleri atamamam.Ama ben çok abarttım bu olayı.İzlediğim,etkilendiğim filmleri,okuduğum kitapları bile unutuyorum hemen.Oysa ben kitaplardaki tek bir ayrıntıyı bile atlamazdım.Özet geçmek diye bir kavram yoktu lügatımda ama şimdi bu haldeyim.Her sözünüzü bu kadar dikkate almamalıydım :) Yine de hala yazışmalarımı,yaşanılan,konuşulan hiçbir şeyi unutamıyorum.Bununla yaşamak da zor,ayrıntılarda boğuluyorum.Bunun yerine o kitapları,filmleri aklımda tutmayı yeğlerdim. Dün canım arkadaşım Cahit Sıtkı Tarancı'nın Desem ki şiirinden bir bölüm attı.O an çok etkilendim.Uzun zamandır ilk kez bir şiir bam telime dokundu.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Kış geliyor... Soğuk ve rüzgarlı havaları hiç sevmiyorum.Kışın modum o kadar düşüyor ki alışverişe bile çıkasım gelmiyor.Bugün hava yağmurluydu.Kaloriferleri açtım.Kahvaltıdan sonra ders çalışmaya başladım.Geçen gece nöbette sıkıntılı olaylar yaşadım ve buraya,insanlara daha fazla katlanamayacağımı anladım.Nöbet ertesi eve gelip uyudum.Uyandığımda karşı duvarda ''Tus'' yazıyordu.Daha önce görmemiştim o yazıyı.Evren bana çalışmam için mesaj gönderiyor herhalde diyerek bugün çalışmaya başladım yeniden.Umarım bu sefer düzgün yapabilirim.Umarım bu sefer işten ve başka nedenlerden dolayı sekteye uğramaz. Hayatımda diğer şeyler iyi bir şekilde ilerliyor.Her şeyi unuttum.Herkesi affettim.Yaptığım aptallık belki ama gönül yorgunluğu da çok zor.Unuttum,affettim derken aslında kastettiğim her şeyi boşverdim.Yoksa unutulmuyor ki ...Güzel birkaç gün geçirdim.Eğlendim,içimdeki coşkuyu yakaladım yine.Benim için önemli olan o coşku.O bitsin istemiyorum.Durup dururken sırıtıyorum.Öyle güzel bir kıvama geldim.Böyle sürsün. Teniste de kendimi ilerletiyorum.Dün yine oynadım.Hoca çok beğeniyor.Bazen toplara yetişemiyorum ama hoca mücadeleni beğendim diyor.Genelde kadınlar çok koşmuyormuş.Benim avantajım koşmakmış.Cuma günü yine gideceğim.Kendimi geliştirmem lazım.Haberi olmadan biriyle yarışıyorum hahah beraber oynayacağımız zaman iyi olduğumu görsün istiyorum. Güzel günler sizinle olsun ;)
Çok zaman oldu buraya yazmayalı.Aslında yazdım ama yayınlamadım.Birkaç gezi yaptım,sırf onların fotoğrafını yüklemeye üşendiğim için yazdıklarımı sildim.Tabii anlattıklarım sadece gezi değildi.Yaşadığım her şey vardı o yazılarda.Aşk,iş,aile hepsi.Büyük kızgınlıklarım oldu.Kırıldım çokça.Mutlu zamanlarım da oldu ama içimde bir şeyler kopup gitti.Herkese,her şeye karşı oldu bu.Bu durumları çözebilmek için kart attım önlerine ama görmediler,umursamadılar.Ben de boş verdim.Kırıcı konuşmalar,anlaşılamayan ben ya da anlamak istememeleri bilemiyorum.Hayat, ilişkiler açısından çok zor geçti benim için.Dün hislerimin azaldığından bahsettim,tekrar canlansınlar istiyorum dedim.Yüz yüze konuşalım denildi. Bugün bir defter geçti elime.Yıllar önce yaşadığım o iki günü tüm ayrıntılarıyla yazmışım.Okurken ağladım.Çünkü içinde aşk vardı.Beni sevdiğini söyleyen biri vardı.Defterden bahsettim,heyecanlandı.Okumak istedi.Normalde okutmazdım ama okusun.Bana,beni,benim düşündüğüm gibi sevmediğini söyleyen birinin yapacağı,diyeceği şeyler değil onlar.Ve yaşanan onca şey...Anlayamıyorum.Neden bu kadar karışık her şey anlayamıyorum.Bana o lafları deyip benim için yaptığı güzel şeylere ne demeli? Gönül ilişkileri böyle mi olmak zorunda? Kaç yıllık ömrümüz var sanki,niye böyle heba olup gidiyor yıllar ? Artık onu ,yaptıklarını anlamak istemiyorum.Psikolojisinin derinlerine inerek onu hep anlamaya çalıştım.Sevgi her şeyden üstündü hani,her şey onunla mümkündü.Yalan hepsi.Sevmek de yetmiyormuş ... Kasvetli bir giriş oldu,kusura bakma.Güzel şeyler de olmadı değil.En yakın arkadaşım Kıbrıs'tan geldi.Birkaç gün birlikteydik.Benim nöbetlerimden dolayı onunla çok ilgilenemedim ama İstanbul'a gittiğimizde çok eğlendik.Bir arkadaşımız evlendi.Kınasına gidebildik.Kına konsepti 80'ler pop olacaktı.Ona uygun kıyafet seçtim.Tam kafa yapıma uygun bir kıyafet.Düğünlere gitmeyi normalde hiç sevmem.Herkes abiye giyip abartılı süslenir ama bu kına öyle değildi.Çılgınlar gibiydik.Erkek tarafı garipsedi biraz hahah hatta şarkıları değiştirmek istediler sürekli.Yine de günün sonunda yorgun ama mutluyduk.Hep mutlu olsunlar. Tenise gidiyorum nöbet ertesi olduğum günlerde.Yorgun oluyorum ama kafam dağılsın istiyorum.Oyunumu da geliştirmeye başladım.Ama arada bozuluyor yine.Devamlılık şart. Güzel bir sonbahar olması dileğiyle ...