İzmir gezimi yazamadım.Bende bıraktığı etki bazı nedenlerden dolayı kötü oldu.Gerçi gezme kısmı çok iyiydi ama istediğim birkaç yeri göremedim.Ya restorasyondaydı ya da kapalıydı.İlk gün sabahın yedisinde Alsancak'taydım.Yağmura rağmen yürüdüm de yürüdüm.Oturmadan bir altı saat yürüyerek çoğu yeri keşfettim.Sonrasında arkadaşımla buluştum.Yorgunluktan öldüğümü görünce sinemaya gitmeyi teklif etti.Çok sevdiği bir filmi benimle üçüncü kez izleyecekti.Çok eğlendik o gün.Sonra ben otelime çekildim.Ertesi gün buluştuğumuzda teleferiğe binelim dedik.İzmir manzarasını doya doya seyrettik.O zamana kadar her şey güzel ilerledi de sonra çenelerimiz bir açıldı ve gün sonunda olay bambaşka bir yere geldi.Şimdi o geziyi hatırlayınca maalesef edilen bir iki cümle geliyor aklıma.Kendi başıma o kadar eğlendiğim ,hatta onunla da eğlendiğim anlar soluk kalıyor.Giderken nasıl neşeliysem dönerken de yıkılmış bir haldeydim.Yine de şimdi durum çok iyi.Bunun nedeni de boş vermem.Onu da boş verdim,denilenleri de,her şeyi.Böyle olunca düzeldi her şey.Hatta Şubat başında yanıma geldi ve cidden çok eğlenceli zamanlar geçirdik.Bir konu vardı aramızda ,onu da bir daha açılmamak üzere kapattık.Söz verdim hahah mecbur tutacağım kendimi.Aa bu arada İzmir'e bir ara yine gideceğim.Başka bir arkadaşım mutlaka beni gezdirmek istiyor.Havalar ısınsın öyle planlayacağım.
Şubat'ın ikinci haftası Balıkesir'e gittim.Oraya arkadaşım yeni taşındı.Ben de hem onu görürüm hem gezerim hem de yardım ederim diye gittim.Şansıma orada da iki gün boyunca aralıksız yağmur yağdı ve gezemedim.Neyse ev işlerini halletmiş olduk.Nedense oradan hiç ayrılmak istemedim.Evi çok güzeldi.Pencere kenarında tam istediğim şekilde koltuk vardı.Uzanıp gökyüzünü izlemesi aşırı keyifliydi.''Gitmek istemiyorum.'' diye zırladım.Bir de ertesi gün nöbetim olduğu için geri gelmek cezbetmiyordu açıkçası.Yakın bir zamanda yine gitmeyi planlıyorum.Havaların iyi olduğu bir zamana denk getirip gezeceğim.
Cuma günü de Ankara'ya gideceğim.Pazar günü sınavım var ama çalışamadım.Öylesine gireceğim.Zaten sınav işin bahanesi.Orada çocukluk arkadaşım var.Amacım onunla bol bol zaman geçirmek.Çok güzel olacak eminim.Gezmek istediğim bir müze var.Üç yıl önce Ankara'ya geldiğimde çoğu müzeyi gezmiştim ama Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni atlamışım.Geçen instagramda takip ettiğim bir sayfa birkaç eser paylaşınca hemen araştırdım.Mutlaka görmem gerek.
Ne güzel arkadaşlıklar edinmişim.Her biri birbirinden değerli.Kıbrıs,Ankara,Balıkesir,Edirne,Makedonya,İstanbul ... Dertlerimi anlatmayı sevmediğim halde ilk kez o arkadaşlarıma açabildim kendimi.Çok da iyi oldu.Biliyorum ki hep birbirimizi kollayacağız.Canlarım,iyi ki varlar ...
Şimdi dün keşfettiğim bir Makedon halk türküsünden bahsedeceğim.Makedon arkadaşıma sordum,çok eski ve yaşanmış bir hikaye dedi.Sevenlerin kavuşamadığı bir hikaye maalesef.Kızı sevdiği oğlana vermemişler.Oğlan uzaklara gitmiş ve öldüğü haberini almışlar.Ya savaşa gitti deniliyor ya da taşınmış.Belli değil.Beni müzik çok etkiledi.Balkan müziklerini çok severim zaten ama sık sık dinlemem.Önüme bir anda çıkmalı ve beni etkilemeli..Neyse lafı çok uzattım.Hadi şarkıya geçelim .