Bu sabah feci bir boğaz ağrısıyla uyandım.Sesimi değiştirmişti.Böyle giderse sonum kötü.Oysa kendime çok iyi bakıyorum.Her gün zencefilli limonlu çay yapıp içiyorum.Bol c vitamini alıyorum.Daha ne yapayım anlamadım ki.Geçen hafta boğazımda sürekli yutkunma ihtiyacı ve geniz akıntısı hissedince doktora gittim,kronik faranjitsin dedi ama henüz hastalık yok dedi.Kronik bir şeylere fena uyuz olurum.Bu kronikliği yenerim ben dedim ama halim bugün ortada :D Sesim tamamen yok olmasa bari...
Geçende üstlerimden çok güzel övgüler aldım.Ömrüm boyunca zor anlarımda hatırlayıp mutlu olurum artık.''Vay be Feta sen neymişsin ''derim kendime.Acil stajında ayın internünü seçmeye başlamışlar ve ben bunu tesadüfen sosyal medyada gördüm.Bizim zamanımızda böyle bir şey yapmamıştınız diye sitem etmiştim ama bana ''sen yılın internüsün'' dediler.Böyle bir mutluluk ben görmedim.Sevdiğim insanlardan övgü almak beni inanılmaz motive ediyor,çok sevindiriyor.Ertesi gün rastlaştık onlarla ve bana ''Acildeki ruhunu asla kaybetme''dedi içlerinden biri.Kaybediyorum açıkçası çünkü o ruhum orada çalıştığım insanlarla öyle coşup kabarmıştı.Sonraki stajda ne kadar öyle olmak istesem de üstlerin kötü davranışlarından bir türlü havaya giremedim.Nöbet arkadaşlarımla kendi çapımızda dalgalarını geçip kendimizi eğlenceye vurduk yoksa çekilmezdi.İnsanda bitiyor her şey.Çalıştığın iş ne kadar seni yorsa da ekip arkadaşların iyiyse,onlarla ne kadar uyumluysan hiçbir şey dert olmuyor.Umarım hayat karşıma acildeki gibi bir ortam çıkarır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder