Geçen yazımda bahsettim ''O'' yu izlemeye gideceğimden.İzledim ama nasıl.Gözlerimi,kulaklarımı kapadım çoğu yerde.Kötü görüntüleri sevmiyorum.Olmadık yerde aklıma geliyorlar.Zaten onca çabama rağmen birkaç gece uykusuzluk çektim.Gözümü kapatınca görüntüler ortaya çıkıyordu.Bir de evde çıt çıt diye bir ses oluyor bazen kafayı yiyorum.Sonra ''Feta,gerçek değil bunlar.''diyorum ama beni korkutan palyaço ya da öcüler böcüler değil.Sanki bir katil gelecekmiş hissi oluyor.Kolumu,bacağımı kesecekmiş falan ayyy.Hep izlediğim,etkilendiğim sahnelerden dolayı.Yine küçüklüğümde bir film izlemiştik ''Mumya evi'' diye.Orada yerden elinde makasla biri uzanıp oyunculardan birinin aşil tendonunu kesiyordu.Çok etkilenmiştim o sahneden.Çok iğrenç ve korkunç gelmişti bana.İşte o yüzden kesmeli olaylara karşı tepkim kötü oluyor.E ''O'' da da başlarda bir sahne var ki kol koparmalı ayyy.Neyse ben birkaç güne vurdumduymaz halime geri dönerim. ''O'' filminin çarpıcı birkaç özelliğinden bahsedeyim.Filmde palyaço 27 yılda bir ortaya çıkıyor ve insanları öldürüyor.İlk filmi 1990 yılında çekilmiş ve bu film de 2017 yılında.Yani arada tam 27 yıl var.Ayrıca filmde palyaçoyu canlandıran aktör şu an tam 27 yaşında.Yani palyaço aramızda he he he :D Bu aralar o kadar rahatım ki.Rahatlıktan ne yapacağımı şaşırıyorum.O kadar boş vaktim var ki kendimi, eline bir sürü para verilip de bakkala girince ne alacağını şaşıran çocuk gibi hissediyorum.Bir sürü şey yapmak istiyorum ama bir sürü istek olunca gün bir şey yapamadan bitiyor.Yine de hiçbir şey yapmadım demek olmaz.Birkaç film izledim.Filmlerde hoşuma giden müziklerden yola çıkarak çok güzel şarkılara ulaştım.Okuduğum kitabın yarısına geldim.Bir akşam yürüyüşe çıktım.Dün akşam yüzmeye gittim.Daha ne olsun.Aa bir planım da bu pazar için var ama gerçekleştirebilecek miyim bilmiyorum.Çünkü öncesinde nöbetim var ve aksilik gibi bir sonraki gün de nöbetim var.Pazar günü dinlenmem gerekiyor aslında.Yine de isteğimi diri tutayım ben.Bir yolunu bulur giderim.Etkinlik ülke genelinde 50 yerde gerçekleşecek.''Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'' Bisikletleri ve tabii kendimizi süsleyip püsleyip tura başlayacağız.Bu tur her yıl bir kere ''Dünya Otomobilsiz Kentler Günü'nde '' yapılıyormuş.Hem çevreyi koruma adına hem de kadınların özgürlükleri adına süper bir etkinlik.Erkekler de katılabiliyormuş ancak birtakım şartları yerine getirmeleri gerekiyormuş.Okumadım o şartları.Siz de katılmak isterseniz etkinliğin kendi adında sitesi mevcut.Bulunduğunuz yerde,nerede ve saat kaçta olacağına bu siteden ulaşabilirsiniz.
Korku filmi izlemeyi pek sevmeyen ben,bugün duyduğum bir haberle çok mutlu oldum.Üstelik haberi marketin radyosunda duydum.Önce ''yok canım benim film değildir'' diye düşündüm ve eve elince hemen araştırdım.Ve sürprizzz :D Yıllar önce, ben daha çocukken film izleme ekibimiz vardı.Bir büyük abimiz filmleri seçer,biz küçükler de sıra sıra dizilir izlerdik.İşte o yıllarda izlediğim ve korku filmi deyince direkt aklıma gelen unutamadığım o film, 2017 versiyonuyla tekrar gösterime girmiş.Filmin adı ''It''.Gözümde canlanır koskoca mazi dedikleri bu olsa gerek.Filmin her bir detayı aklımda.Hatta izlerken verdiğimiz tepkiler bile aklımda.Şu an geçmişe dönüp o ekibi toplamak isterdim.Ne heyecanlı olurdu kim bilir tekrar birlikte izlemesi.Bu akşam arkadaşımla beraber izlemeye gideceğiz.Çok merak ediyorum onun tepkisini.O kadar sevinçliyim ki şu an blog.Umarım bu versiyonunda çok değişiklik yapılmamıştır.
Temmuz geçti,ağustos geçti ve eylül geldi.Ben yoktum bu süreçte.Gerçekten yoktum.İki ayda kaç nöbet tuttum bir bilseniz.Abimin düğününe gidemedim.Bayramı yapamadım.Ben,ben olmaktan çıktım.Neyse bu hafta son.Daha rahat günler beni bekliyor.Özledim bisiklet sürmeyi,özledim doğa ile baş başa kalmayı,özledim bir sürü film izlemeyi,kitap okumayı.Ciddi bir ders çalışma temposuna başlamadan özlemlerimi gidereceğim. Aslında çok güzel geçti bu iki ayım.Mutluydum.Bir sürü macera yaşadım.Her şeyi anlatmak isterdim ama iki ayın yorgunluğu var üzerimde.Bir başka sefere belki.Artık buralardayım nasıl olsa...